24 Kasım Öğretmenler Günü, benim açımdan çok önemlidir. Çünkü ben emekli bir öğretmenim…

Öğretmenlik yaparken de emekli olduktan sonra da kıt kanaat geçinmeye çalışan ama bu durumdan asla şikâyet etmeyecek kadar mesleğini seven bir öğretmenim.

Bilinmelidir ki eserinin üzerinde imzası olmayan yegâne sanatkâr öğretmendir. Toplumların uygarlık düzeyi öğretmene verdiği değerle ölçülür.

Hz. Ali (r.a); “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum.” demiş. Öğretmenler, kimsenin kimseye köle olmasını beklemeden aşkla, şevkle ve azimle yeni nesiller yetiştiriyorlar. Beklentileri sadece mesleklerine saygı gösterilmesi ve hak ettikleri değeri görmek istemeleridir.

Her şeye rağmen iyi ki öğretmen olmuşum…

Tarsus’ta, Van Başkale’de, Konya Çumra ve Meram’da, Kocaeli Darıca’da 30 yıl öğretmen ve idareci olarak görev yaptıktan sonra iki yıl önce emekli oldum.

Görev yaptığım süre zarfında milli ve manevi değerlerine yürekten bağlı, ahlaklı, dürüst öğrenciler yetiştirmeyi hedef aldım. Doktor, mühendis, öğretmen, asker, polis ve daha nicelerini yetiştirdim. Daha önemlisi öğrencilerime hangi mesleği yaparlarsa yapsınlar, insanca davranmalarını, iyi insan olmalarını aşıladım.

Öğretmenliğe; hiçbir zaman iş olarak bakmadım, üzerime düşen vazife olarak gördüm. Otuz yıl müddetince işe değil, okula gittim. Görev yaptığım süre içerisinde ilk günden son güne kadar aynı şevk ve azmi taşımaya devam ettim. Acı tatlı pek çok anı biriktirdim, çokça hayat tecrübesi edindim.

Öğrencilerimin yüreklerine dokundum, ufuklarını açtım. Ben çocuklara bilgi, beceri verdim, davranışlar aşıladım, çocuklar bana saf ve masum sevgilerini verdiler, kalplerine aldılar.

Öğretmen bir kandile benzer kendini tüketerek başkalarına ışık verir. Geriye dönüp baktığımda hala diyorum ki: “Rabbime şükürler olsun ki iyi ki öğretmen olmuşum.”

ÖĞRETMEN OLSAM

Bir öğretmen olsam;

Diksem fidanları,

Yurdun dört bir yanına

Aşılayıp yetiştirsem,

Aşkla, şevkle ve imanla...

Yağmur yüklü bir bulut olsam;

Sulasam umut tarlalarını,

Yeşertsem hoşgörüyle barışı...

Dördüncü cemre olsam;

Düşsem soğumuş yüreklere,

Isıtsam sevgiyle merhameti...

Bir yaz güneşi olsam;

Yaksam, kavursam kalpleri,

Canlandırsam dostluğu kardeşliği...

Bir şimşek olsam, çaksam;

Uyutulmuş hafızalara,

Hatırlatsam şanlı geçmişi...

Hoyrat bir rüzgâr olsam;

Savursam dört bir yana cesareti,

Büyütsem fetih ruhunu...

Bir pir-i fani olsam;

Yetiştirsem yeni bir Fatih’i,

Fethetse yeniden yedi düveli...

Bir öğretmen olsam;

Diksem fidanları,

Yurdun dört bir yanına

Aşılayıp yetiştirsem,

Aşkla, şevkle ve imanla...