Bir ülke düşünün; Bu ülke, dünyanın en güzel coğrafyasında, en güzel bölgelerinde üç kıtada hüküm sürmüş ve âleme nizam vermiş Osmanlı Devletinin mirası olan genç Türkiye Cumhuriyeti.

Devletimiz genç olsa da kadim bir geleneği olan, varlığı çok eskilere dayanan Türk Milletinin devamıdır. Bu manada Türk Tarihi asla KESİNTİYE UĞRAMAMIŞTIR. Hiçbir Türk devleti, Türk Tarihini kesintiye uğratacak şekilde yapılanmamıştır ve hepsi zamanına göre değerlendirildiğinde muhteşem işlere imza atmıştır. Anadolu Selçukluların yıkılması ile birlikte Anadolu Beylikleri bile herbiri “devlet” gibi varlığını sürdürmüştür. Binaneleyh “Biz Osmanlı Turunuyuz” gibi bir ifadenin genel Türk Tarihine bir hakaret olduğu tezini kabul ederiz. Bu cümlenin doğrusu ise “Biz Türk’üz ve Türk soyluyuz” şeklinde olmalıdır. Çünkü biz aynı zamanda; Hun’unuz, Uygur’uz, Peçekenliyiz, Karahanlı’yız, Gazneliyiz, Selçukluyuz, Babürlüyüz, Osmanlıyız ve TÜRK’üz. Genç Türkiye Cumhuriyeti devleti de Oğuz soyluların kurduğu son devlettir. Bu devlet sayesinde hür ve bağımsız, düşmana muhtaç olmadan yerimizi, evimizi ve yurdumuzun havasını soluyoruz.

“TÜRK TARİHİ KESİNTİLERE UĞRAMAMIŞTIR VE TÜRKİYE CUMHURİYETİ SOKAKTA KURULMAMIŞTIR. SINIRLARINI DA KENDİ KANIYLA ÇİZMİŞTİR”.

Şu halde devletimizin adı TÜRKİYE’dir ve asla “Yeni Türkiye” gibi bir ifadeyi kabul etmiyoruz. Malum tehlikeli süreçlerde üzerinde projelerin yazılıp çizildiği evreleri geride bıraktır. Bir vakit siyasetçilerin dilinde Yeni Türkiye pelesenk olmuştu da 15 Temmuz ile beraber ne mal olduklarını milletçe anlamış olduk.

Cumhuriyet; Türk insanının bağımsızlığı, hürriyeti ve varoluş mücadelesidir. Bu mücadele o kadar kutsaldır ki kıyamete kadar sürecektir. Medeniyet-kültür ilişkisinde Türk Kültürünü ve Türk-islam Medeniyetini bu minvalde izah etmekte yarar vardır. Türk Kültürü çerçevesinde işlenen her türlü politika ve siyasi süreç, aynı zamanda Türk-İslam

Bu coğrafyanın mirastan öte bir “emanet” olduğu şuurunu taşıyan yüreklerin sayesinde Türkiye’miz her geçen gün güçlenmeye başlamış ve bölgesinde bir güç haline gelmiştir. Şüphesiz bu durumun önkoşulu ise millet olma bilincidir. Milli devletler adını milletinden alır.

Bu vesileyle 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı kutlar; daha güçlü, daha müreffeh ve daha kutsal bir devletin inşaası yolunda emeği geçen her Türk evladına şükranlarımızı sunarız. 

Prof. Dr. Selahattin AVŞAROĞLU