Karapınar-Ereğli yolunun yedinci kilometresindeki sapaktan iki kilometre içeride seyrine doyulmayan muhteşem bir güzellik var, Meke Gölü.

Nazar boncuğuna benzeyen görünümüyle Meke Gölü, insanları kendine hayran bırakıyor.

Adını meke kuşlarından alan Meke Gölü’nün; sönmüş volkan kriterlerinin gaz patlaması sonucunda su ile dolması neticesinde 400 milyon yıl önce oluştuğu tahmin ediliyor. Günümüzden 9000 yıl önce ikinci bir patlama daha meydana gelmiş, bu sayede gölün ortasındaki ikinci volkan konisi oluşmuştur.

İlginç yapısı ve eşsiz güzelliğiyle ünü ülke sınırlarını aşan Meke Gölü maalesef son yıllarda yok olmaya yüz tutmuştur. Önlem alınmazsa bu eşsiz güzelliği sonsuza dek kaybedeceğiz.

Bugün sizlere Meke Gölünü, gölün oluşumunu veya yok olmaması için hangi tedbirlerin alınması gerektiğini anlatmayacağım. Yörede gölün oluşumu ile ilgili en az gölün kendisi kadar güzel bir efsane anlatılır. Sizin de beğeneceğinizi umduğum bu güzel efsaneyi aktarmak istiyorum.

Meke Gölü’nün oluşumu ile ilgili olarak Karapınar ve havalisinde anlatılan efsane şöyledir:

Meke Gölü’nün bugün bulunduğu yerin civarında Barata adında bir beylik hüküm sürüyormuş. Beyliği “Zalim Sultan” diye anılan Barat adında bir hükümdar yönetiyormuş.

Barat Bey’in dünyalar güzeli bir kızı varmış. Annesi bu dünyalar güzeli kızın doğumunda vefat etmiş. Adı Melike olan güzel kızı babası büyütmüş. Melike büyümüş, gelişip serpilmiş. Sarayda at uşağı olan bir delikanlıya gönlünü kaptırmış.

Meke adındaki at uşağı da Melike’ye âşık olmuş. İki genç, umutsuz bir sevdaya düşmüşler. Aşk zamanla kara sevda halini almış ve yağız delikanlı Meke yataklara düşmüş.

Kurban Bayramı’nın arife gecesinde Melike’nin rüyasına annesi girmiş. Rüyasında annesi sevdiğini alıp kaçmasını tembihlemiş. Melike sabah olup uyanınca hemen Meke’nin yanına gitmiş. Melike rüyasını sevgilisine anlatmış. Konuşmuşlar, düşünmüşler, taşınmışlar, kaçmaya karar vermişler. Melike, ölüm döşeğindeki Meke ile beraber Barata’yı terk etmişler.

Barat Bey durumu anlamış ve aşıkların peşlerine askerlerini salmış. Çok zaman geçmeden askerler genç sevgililere yetişmişler. Tam askerler yakalayacakken gençler birbirlerine sıkıca sarılmışlar ve o anda olan olmuş.

Meke ile Melike’nin altlarındaki toprak mucizevi bir şekilde çökmüş, içine su dolmaya başlamış. Çöküntü kısa zamanda göle dönüşmüş. Melike, sevgilisini yüzerek gölün kıyısına çıkarmaya çalışırken kaybetmiş. O sırada ikinci bir mucize daha olmuş. Birden gölün ortasında bir volkan meydana gelmiş. Oluşan bu volkanın ortasındaki göl, Meke’yi içine çekmiş.

Bu olay üzerine Barat’ın askerleri Melike’yi volkanın başında, aklını oynatmış halde kratere bakarken bulmuşlar. İşte o gün bu gündür Melike’nin her Kurban Bayramı sabahında Meke’ye gelerek sevgilisini bulmak için aradığı rivayet edilirmiş.