Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Çavuşoğlu, Ak Parti'nin üye olduğu Avrupa Muhafazakar ve Reformcular İttifakı'na (AECR) katılmasına yönelik eleştirilerle ilgili, "Bu partiye üye olmanın en büyük avantajı, Avrupa kıtasından tüm siyasi partileri, aynı değerleri paylaşan siyasi partileri, tam üye olarak kabul ediyor olmasıdır" dedi. Çavuşoğlu, AA muhabirine Ak Parti'nin AECR'ye katılımıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Avrupa'da, Avrupa Muhafazakar ve Reformcular İttifakı (AECR) adı altında bazıları Avrupa Halklar Partisi grubundan (EPP) ayrılmış olan siyasi partilerce yeni kurulduğunu kaydeden Çavuşoğlu, partinin değerlerinin Ak Parti değerleriyle örtüştüğünü ve bu sebeple üye olmaya karar verdiklerini dile getirdi. Çavuşoğlu, kendilerinin de muhafazakar, demokrat ve reformcu bir parti olduklarını söyleyen Çavuşoğlu, "Yani iyi olanları muhafaza etmeye, buna örf, adet, gelenek, görenek, aile gibi değerlere ama yanlış olanların da değiştirilmesine ve reforme edilmesine inanıyoruz ve son 10 yıldır da Türkiye'de yaptığımız bu. Çok köklü reformlarla sessiz devrimler yaptık" dedi. "AK Parti buraya tam üye olmuştur" Yeni partinin Avrupa genelinde bir parti olduğunu ve hem Avrupa Parlamentosu'nda hem de Avrupa Konseyi'nde de grubu bulunduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, şöyle devam etti: "Partiye üye olmanın en büyük avantajı, EPP gibi ve bazı partiler gibi Avrupa Birliği üyesi ya da değil gibi bir ayrım yapmıyor, Avrupa kıtasından tüm siyasi partileri, aynı değerleri paylaşan siyasi partileri tam üye olarak kabul ediyor olmasıdır. O yüzden AK Parti buraya tam üye olmuştur, yani yönetimindedir. Bu partinin sadece sayı bakımından büyümesi değil, etkinliğinin büyümesine, etkinliğinin artmasına katkı sağlayacaktır, aldığı kararlarda etkili olacaktır, yönetiminde yer alacaktır, oy verebilecektir." "Avrupa Birliği'ne tam üyeliğe inanıyoruz" EPP'nin kendilerini yazılı ve sözlü olarak davet ettiğini ve ortak üyelik sözü verdiğini hatırlatan Çavuşoğlu, partilerinin ortak üyeliğe yükseltilmediğini ve gözlemci statüsünde tutulduğunu anımsattı. EPP tüzüğünde "Avrupa Birliği'ne aday olan, müzakere eden ülkelerden gelen partiler ortak üye olur" denildiğine işaret eden Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Neticede bununla ilgili çok değişik yorumlar yapılıyor. Bana göre, bilgi eksikliğinden yanlış yerlerden kaynaklanıyor. Bunlardan bir tanesi, 'yok efendim bu parti Avrupa Birliği'ne karşıymış', öyle değil. Bu partinin içindeki İngilizler, her siyasi parti, her ülkeden gelen siyasi partinin bu ortak değerlerin dışında bazı konularda farklı tutumları olabilir. Onu da kendi halkının isteğine göre ya da arzusuna göre ya da kendi halkının onayı doğrultusunda bunları uygular ya da uygulayamaz. Biz Avrupa Birliği'ne tam üyeliğe inanıyoruz. Onurlu, eşit üyesi olmak istiyoruz. Herhangi bir başka teklifi de kabul etmedik. Avrupa'nın değerlerine de ortak değerlerine de inanıyoruz, benimsiyoruz. Bunda herhangi bir şüphe yok. Avrupa Birliği tam bir siyasi, tek bir federal devlet gibi, Amerika gibi olsun, tek para politikası olsun, tek vize politikası olsun gibi, yani siyasi bir birlik, tam bir devlet gibi hareket etmesi konusunda bizim de değişik görüşlerimiz olabilir, EPP içinde de, Sosyalist Erternasyonel de de, liberallerde de, bu parti içinde de farklı görüşler olabilir." AK Parti'nin yeni katıldığı partinin Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olduğu yönündeki eleştirilerin doğru olmadığını ve kamuoyuna yanlış bilgi verildiğini ifade eden Çavuşoğlu, "Bu parti, başta İngilizler olmak üzere, bu parti içindeki siyasi partilerin hepsi Türkiye'nin AB üyeliğine tam destek vermiştir" dedi. Çavuşoğlu, AECR'nin başkan yardımcılığına da seçildiklerini ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatı doğrultusunda bu görevi yürüteceklerini belirterek, "Bu görevi ben üstleniyorum. Sonra genç bir arkadaşımıza devredeceğiz. Bu partinin tüzüğünün, programlarının oluşmasında biz söz sahibi olacağız" dedi. Çavuşoğlu, bundan sonraki amaçlarının da Uluslararası Demokratlar Birliği'ne (IDU) üyelik olduğunu söyledi. Türkiye Irak ilişkileri Türkiye-Irak ilişkilerinde yaşanan olumlu gelişmelerle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Çavuşoğlu, "Irak'la ilişkiler normalleşmeye doğru gidiyor, olması gereken bu. Bana göre iki yıl kaybedilmiştir. O nedenle bunun telafi edilmesi gerekiyor" dedi. İlişkilerin iyi olmasının hem iki ülkeye, hem de bölgenin istikrarına büyük yarar sağlayacağına dikkati çeken Çavuşoğlu, şöyle konuştu: "Aynı şekilde Irak'ın kendi istikrarı için de yararlıdır. Neden? Çünkü, Türkiye başından beri Irak'ın toprak bütünlüğünü, sınır bütünlüğünü, bağımsızlığını ve de Irak'taki kaynakların herkes tarafından paylaşılmasına inanıyor. Bunu da söyleye geliyor ve elinden gelen desteği de veriyor. O sebeple Türkiye bugün Kuzey Irak'la da ilişkiler çok iyi, Bağdat ile de ilişkiler iyi olduğu zaman pekala her konuda arabuluculuk görevini de çok iyi yapabilir. Çünkü onlarda iki tarafta bizim kardeşimiz" diye konuştu. "Irak'ın kalkınması lazım, Irak'ın ekonomisinin yapılanması lazım, Irak'ta kanın durması lazım" ifadesini kullanan Çavuşoğlu, şöyle devam etti: "Dolayısıyla Türkiye'nin Irak'la, Irak yönetimiyle ilişkilerinin iyi olması herkes için faydalıdır ama burada İran'ın da aynı anlayış içinde olması lazım. Bizim arzumuz zaten başından beri Irak'ta bir etnik politikanın uygulanmaması, yani etnisiteye dayalı politikaların, bölgeye dayalı politikaların ya da dine ya da mezhebe dayalı politikalara karşıyız. Bunlar çünkü ayrıştırıyor, bunlar çatışmaya götürüyor, bunlar kaosa götürüyor. Ülkenin birlik beraberliğine en büyük tehdit mezhepsel çatışmalardır, din çatışmalarıdır. Avrupa'da yüzyıllar boyunca bunlar görüldü. Aynı şekilde etnik çatışmada çok tehlikelidir. O sebeple Türkiye'nin bu konuda çok olumlu rolü katkısı olmuştur geçmişte, yine olacaktır ama sadece Türkiye'nin değil İran'ın da bu konuda aynı anlayış içinde olması lazım." "Ekonomi ikinci planda" Türkiye Irak ilişkilerinin enerjiyle ilgili ilişkilerinin kriz yaşandığı dönemde de devam ettiğini söyleyen Çavuşoğlu, "Şu anda iki yıllık bir bunalımdan sonra bir güven tazeleme adımları atılıyor karşılıklı" dedi. İki ülke arasında son dönemdeki ziyaret trafiğini anımsatan Çavuşoğlu, "Maliki buraya geliyor, Başbakanımız oraya gidecek, yani bu önce şu iki yıllık bir bunalımı tamir edip ondan sonra her konuda tekrar enerji başta olmak üzere ticaret, işbirliği, inşaat gibi her türlü konularda elbette işbirliğimiz olacak. Ama Irak'la olan ilişkilerin birinci sebebi illa ticari bir şey elde etmek değildir. Ekonomi ikinci planda" diye konuştu. Ekonomik ilişkilerin de iki ülkenin kalkınması bakımından önemli olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "Biz hiçbir zaman komşularımız başta olmak üzere, bunu Afrika'da da gördük, karşılığını gördük, daha doğrusu çıkar amaçlı yaklaşmıyoruz ilişkilerde. İnsan odaklı, iyi ilişkiler, dostane ilişkiler. Bu da gerçekten özellikle Afrika'da çok büyük bir memnuniyet yarattı. Diğer Afrika'ya giden ülkelerin hedeflerinin bu olmadığı da bizimle karşılaştığı zaman ortaya çıktı. Irak'la ilişkilerimizin düzeltilmesinin birinci sebebi, bölgenin istikrarı, barışı, güveni ve bu kardeşliğin pekiştirilmesidir, ondan Sonar zaten ticari ilişkiler her zaman olur, olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.