Osmanlı’nın Afrika toplarıyla haberleşmek için kurduğu ilk telsiz telgraf istasyonu müzeye dönüşüyor. Sultan 2. Abdülhamit tarafından yaptırılan haberleşme istasyonunun restore edileceğini, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank sosyal medya hesabından duyurdu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2020'yi "Patara Yılı" ilan etmesinin ardından Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bağlı Batı Akdeniz Kalkınma Ajansının (BAKA) desteğiyle yeniden ayağa kaldırılarak bölgesel kalkınmaya da katkı sağlayacak.

TRABLUSGARP İLE İLETİŞİM İÇİN KURULDU

İstasyon, Osmanlı’nın Afrika’daki son toprağı Trablusgarp ile irtibatı kolaylaştırmak için Sultan 2'nci Abdülhamit’in emriyle 1906 yılında kuruldu. Osmanlı yadigarı istasyon, İtalyanlar tarafından bombalandı ve daha sonra bakımsızlıktan harabe haline döndü. 6 bin yıllık Patara Antik Kenti’nin kalbindeki teknoloji mirasına ise Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bünyesindeki Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı sahip çıktı.

İstasyonunun ana istasyon binası, lojman binası, depo alanı restore edilecek. Binalardan biri ise müze olacak. Bulunan eserler ise yapılacak olan müzede sergilenecek. Haberleşme amacıyla kurulan dört kuleden biri de ayağa kaldırılacak.

BAKA Genel Sekreteri Volkan Güler, Patara’ya gelerek incelemelerde bulundu ve Patara Antik Kenti Kazı Başkanı ve Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Havva İşkan Işık’tan bilgi aldı. Kazıda bulunan parçaları tanıtan Işık, çeşitli bilgilendirmelerde bulundu.

“2'NCİ ABDÜLHAMİT'İN VİZYON PROJESİ"

Yapının, Osmanlı devletinin zor zamanlarında yapıldığını kaydeden Işık, “2. Abdülhamit'in büyük bir büyük bir vizyon projesi olarak gündeme gelmiştir. O dönemin en son teknolojisine sahiptir. Trablusgarp'ın doğusunda Derne kentinde konuşlanan karşı istasyonumuzla bir haberleşme sağlanmış ve Osmanlı'nın Kuzey Afrika'da kalan son toprakları da böylece güvence altına alınmak istenmiştir. Osmanlının Kuzey Afrika’da kalan son toprağı için vermiş olduğu büyük mücadelenin asla unutulmaması gereken diğer ismi de hiç kuşkusuz Mustafa Kemal Atatürk’tür. O gönüllü bir Osmanlı subayı olarak Derne'de göreve gitmiş ve orada İtalyanlarla olan mücadeleyi yürütmüştür. Gözündeki rahatsızlığın nedeni de Derne'deki şarapnel yarasıyla oluşmuştur. Dolaysıyla Patara’daki telsiz telgraf istasyonu bizim çok yakın tarihimizin Osmanlının son mücadelelerinin ve Türkiye'nin yeniden oluşturulma azminin adeta bir simgesi niteliğinde” ifadelerini kullandı.

BAKA Genel Sekreteri Volkan Güler ise istasyon ile ilgili kazı çalışmalarının tamamlandığını belirterek, restorasyona ilişkin ihalenin yapıldığını kaydetti. Güler, “Çok kısa süre içerisinde restorasyon çalışmalarına başlanacak” dedi.

PATARA HAKKINDA

Patara antik kenti Antalya - Fethiye arasında, Ksanthos vadisinin güneybatı ucunda deniz kıyısında yer alır. Apollon’un doğduğu yer ve Apollon kehanet merkezi olarak bilinen Patara, Lykia'nın en önemli ve en eski kentlerindendir. Patara’nın tarihsel varlığına ilişkin ilk verileri Apollon kehanetiyle ilgili olarak tarihçiler Herodotos ve Hekataios’tan öğrenmekteyiz. Pers komutanı Harpagos yönetiminde ordunun İ.Ö. 540 yıllarındaki Lykia seferini anlatan ilk bilgiler Herodotos’a aittir.

Önceleri kent hakkında 6. yüzyıl öncesi hakkında yeterli tarihsel ve arkeolojik bilgi bulunmamaktayken, 1988 yılından beri kesintisiz yürütülen Patara kazılarında, Tepecik’te Tunç Çağı buluntularıyla bir arada ele geçen Protogeometrik çömlek parçaları, İ.Ö. 11. ve 10. yüzyıla tarihlenerek daha erken dönemler hakkında bilgi sahibi olmamız sağlanmıştır. Ayrıca Tepecik Sarnıcı içinden çıkan iki adet terrakotta heykelciğin Geç Tunç Çağ ya da Erken Demir Çağ içlerinden olması da sürekli bir yerleşimin izlerini işaret etmektedir.

Patara’nın en önemli yapılarından biriside Erken Roma Dönemi’nde yapılan Yol Kılavuz Anıtı’dır (Miliarium Lyciae). Bunun yanı sıra Patara Nekropolü ve mezar mimarisi kentin önemine koşut olacak denli çeşitli ve zengindir. Klasik bir Lykia kentine göre az sayıda da olsa, erken dönemi simgeleyen mezar bulunmaktadır. Buna karşın özellikle Hellenistik ve Roma Dönemi’ne ait çok sayıda farklı mezar mimarisi de Patara’ya özgüdür. Faklı tipte anıt mezarları yansıtan yapılar genelde limanın çevresinde yer almaktadır. Kentin mimarisine genel olarak bakıldığında da hem dönemsel hem de mimari açıdan oldukça geniş ve gelişmiş bir düzeyde olduğu görülmektedir.