Mahsa Amini 13 Eylül 2022’de İran’da saçının sadece ön tarafta alnının üstündeki kakül denen yerinin açık kalması nedeniyle İran ahlak polisi tarafından annesinin yanından alınarak zorla karga tulumba polis minibüsüne atılarak karakola götürülen ve 2 saat sonra tecavüz edilerek, işkenceyle öldürüldükten sonra hastaneye bırakılan kızdır.

Yaklaşık 20 gündür bu olayı protesto eden başta İranlı kadınlar olmak üzere İran’ın bütün kentlerinde yer yerinden oynamaktadır. Bu protestolara Dünyanın her yerinden destek gelmektedir. Bir tek Türkiye hariç. Bu protestolarda bu gün itibari ile ölenlerin sayısı İran devletinin kendi verdiği rakamla 150’yi bulmuştur. İran’ın otoriter bir rejim olduğunu düşünürsek bu rakam doğru değil, gerçek kat be kat fazladır.

İran bizim sınır komşumuz. Ben daha önceki yazımda da belirttiğim %100 Yörük olan biri olarak Yörük atasözlerini de çok iyi bilirim. Bunların içinde en sevdiğim, “Deveye diken insana s…. …yarar” olan atasözümüzdür. Fakat burada işleyeceğim bu atasözümüz değil. Bugünkü konumuza uyan “Komşuna uyuz gelmiş kendine katran ara” olanıdır. Efendiler uyuzun ne olduğunu herkes bilir. Hızla bulaşan ve çok kaşıntı yapan bir deri hastalığıdır. Katran, Toroslarda yöresel adı katran olan genelde sedir denilen ağacın gövdesinden alınan reçinenin ateşte kaynatılarak elde edilen bir oluşumdur. Katran bizim yörede hala pek çok hastalıkta olduğu gibi uyuzda çok hızlı sonuç veren yöresel bir ilaçtır. Buradaki anlamı komşun uyuz olmuşsa sana bulaşma ihtimali yüksektir. Erkenden tedbirini al demektedir. Yani İran’a bu hastalık geleli yıllar olmuş her sene aynı bahanelerle Ahlak polisi tarafından gerek tecavüz edilen gerek öldürülen ya da Mahsi gibi hem tecavüz edilip hem öldürülen kadın sayısı binleri geçmektedir. Bizde de kadın cinayetleri sayı olarak İran’dan aşağı kalmaz. Yalnızca polis tarafından neden kakülün göründü diye götürülenler yok. Böyle giderse yakında ahlak polisi de kurulur. Aynı akıbet bizim kadınlarımızın başına da gelir. Sen tedbirin al katranı hazırla uyuza karşı. İran’daki olaya en sert tepkiyi biz vermeliyiz. Protestoculara destek vermeliyiz. Cumhurbaşkanının Mısırlı Esma için nasıl gözyaşı döktüğünü hepimiz biliriz. Ama Mahsi için ne Cumhurbaşkanından ne iktidar kanadından ne de Ak Parti’den en küçük bir kınama gelmemiştir. Tamam, iktidarı, Ak parti kanadını anlıyorum. Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan “Bizim görüş olarak Taliban’dan çok farkımız yok”  demiştir. Ama asıl muhalefete ne oluyor, onu anlamak mümkün değil. Hele CHP’yi… CHP’yi bağlayan gerek Genel Başkan gerek grup Başkanvekillerinden gerekse diğer yöneticilerden ciddi bir kınama bile görmedim. Eğer muhafazakar kesimden gelecek oy kaygısıyla böyle davranıyorlarsa o başka. Zaten Kılıçdaroğlu’nun helalleşme sloganı, dinci kesimin tabanına bir özür gibi algılandı. Aynı kesimin yöneticileri de “Gördünüz mü, bizim haklı olduğumuzu onlar kabul etti” diye yorumluyorlar. Yani dinci kesimin tabanından size oy gelmez arkadaşlar. Ha burada sivil toplum kuruluşlarından, kadın kuruluşlarından, medyadan da bir ses yok. Bir iki tane köşe yazarı köşesine yazıyor. Onlar da Akit tarafından tehdit edilip hedef gösteriliyor. Tüm bunlar arasında dün ne oldu biliyor musunuz? İsmail Ağa Cemaati’nin lideri “Kadınlar erkek doktora gidemez, cezası çok büyüktür. Bu benim yorumum değil Allah’ın emridir” dedi. Hiçbir yetkili sorumlu da “Sen ne diyorsun?” demiyor. Kuran’ın Türkçe açıklamasını 10 defa değişik çevirmenlerden ben de okudum. Kadınların hangi doktora gideceğine dair bir kelime, bir şey görmedim. Sevgili okurlarım ben başörtüsüyle ilgili de bir şey okumadım. Sadece iki yerde “Avret yerlerinizi örtünüz. Ziynetlerinizi gizleyiniz” der. Bunların dışında bir şey görmedim, okumadım. Saç dediğin şey kıldır. Neden insanlar kadınların başının kılıyla bu kadar uğraşır? Bir de her şeye gücü yeten ALLAH isteseydi kadını saçsız yaratamaz mıydı?

Sevgili okurlarım burada yazımı sonlandırırken her ne sebeple olursa olsun öldürülmesin. Kadın öldürmenin hiçbir bahanesi olamaz. Hoş, hiç bir canlı öldürülmesin. Kadınlar asla. O güzelliklere kıyılmasın. Kadınların öldürülmediği bir dünyayı bir gün mutlaka kuracağız. Hoşçakalın.