Tam 30 yıl önce İnsanlık tarihine kara bir leke düştü.

Hocalı…

İnsanlığın katledildiği yer…

Gözü dönmüş Ermeniler, kendilerine karşı koyabilme imkânı olmayan sivilleri işkence yaparak katlettiler, ardından da cayır cayır yaktılar.

Hocalı katliamının üzerinden geçen 30 yıla rağmen gerek Azerbaycanlıların gerek bizim kalbimizde acısı hala tazeliğini koruyor.

Adına ister katliam deyin, ister soykırım deyin, isterseniz insanlığa karşı işlenen suç deyin, ne derseniz deyin Hocalı’da Ermenilerin yaptığı tam anlamıyla vahşettir.

İnsanlık tarihine kara bir leke olarak yazılan bu katliam, hiçbir zaman unutulmayacak olsa da işgal altındaki toprakların kurtarılması, Azerbaycanlıların kalbine su serpip teselli oldu.

Her yıl Hocalı'yı mağlup halk olarak buruk bir şekilde anan Azerbaycanlılar, ordularının geçen yıl kazandığı Karabağ zaferinin ardından bu yıl şehitlerini mağrur ve galip bir halk olarak anıyor.

***

Karabağ’ın başkenti Hankendi şehrini ele geçiren Ermenilerin bir sonraki hedefi yaklaşık 7 bin kişinin yaşadığı Hocalı Kasabası oldu.

Bölgenin etrafındaki bütün köyleri işgal edip yolları kapatan Ermeniler, kasabanın diğer illerle kara yolu bağlantısını kesti.

Hocalı ‘ya üç koldan saldıran Ermeniler, Sovyet Kızıl Ordusu’nun 366'ıncı Motorize Alayı'nın bütün araçlarını kullanarak şehri iki saat boyunca top ve tank ateşine tuttu. 25 Şubat'ı 26 Şubat'a bağlayan gece Hocalı Katliamı vuku buldu. 83'ü çocuk, 106'sı kadın olmak üzere 613 Azerbaycan Türk’ü, Ermeniler tarafından işkence yapılarak vahşice katledildi, ardından topluca yakıldı. Tabi bunlar resmi rakamlar.

Sözde soykırım iddialarıyla yıllardır Türkiye'yi suçlayan Ermeniler; Hocalı ‘da çocuk, kadın, ihtiyar, genç ayrımı yapmadan katliam gerçekleştirdiler. Soykırımın en vahşisini, en barbarcasını yaptılar.

İster katliam deyin ister soykırım deyin ister vandallık deyin ama hayvanlık demeyin, hayvan bile bu kadar vahşileşemez.

Yapılan otopsi ve incelemelerde cesetlerin birçoğunun insanlık dışı muameleye maruz kaldığı ve işkence görerek öldürüldüğü anlaşıldı.

***

Aralarında Ermeni gazetecilerin de bulunduğu yabancı basın mensupları, katledilenlerin kafa derilerinin yüzüldüğünü, gözlerinin oyulduğunu ve birçoğunun başının kesildiğini aktardı.

Lübnan uyruklu Ermeni bir gazeteci olan Daud Kheriyan, “for the sake of cross” (haçın hatırı için) isimli kitabında (sayfa: 62-63)  Hocalı’daki vahşeti şöyle anlatıyor:

“Cesetleri kamyonlarla getirip çukura doldurdular. Kiminin kafası kesilmiş, kiminin derisi soyulmuştu. Cesetlerin içinde 10 yaşlarında hala nefes alan yaralı bir kız çocuğu vardı. Onu da cesetlerin üstüne çukura attılar ve ateşe verdiler. Benim bunları engellemek için elimden gelen hiçbir şey yoktu. Oradan ayrılıp Şuşa’ya gittim. Bugün bile o kız çocuğu gözümün önünden gitmiyor.”

Bu ne hunharlıktır?

Bu ne barbarlıktır?

Bu nasıl bir düşmanlıktır?

Benim bu vahşilere söyleyebilecek bir tek cümlem var:

“Size insan diyenin yüzüne tüküreyim!”

O kadar!

***

68 kadın ve 28 çocuğun da bulunduğu 150 esirden ise bir daha hiç haber alınamadı.

Halâ kayıplar…

Ermeni makamları da esirlerin akıbetiyle ilgili bugüne kadar herhangi bir açıklama yapmadı.

Azerbaycanlıların şimdi tek istediği, Hocalı Katliamı'nın faillerinin yargı önüne çıkartılması ve adaletin yerini bulması.

Ermeni canilerin katlettiği Hocalı kurbanlarına Allah’tan rahmet, Azerbaycan Türk halkına başsağlığı dilerim.