Dilimizde öyle sözcükler ve deyimler var ki çok hoşuma gider, kullanmaktan da zevk alırım.

İlk aklıma gelenler; eyvallah, haydi, de haydi, alimallah, Allahualem, elhamdülillah…

Bir de çok sevdiğim güzel bir deyim var; “Haydan gelen huya gider” diye.

Günlük konuşma dilinde manasından epeyce kaymış, anlam değişimine uğramış lâkin gerçek anlamı çok güzel ve çok doğru. “Hay’dan gelen Hu’ya gider” yani Allah’tan gelen Allah’a gider.

Söylenen bir sözün doğruluğuna inandırmak için “en iyisini Allah bilir” anlamında kullanılan bir sözdür Alimallah.

Allahualem de "Allah en iyisini bilir` anlamında kullanılan bir sözdür. Allahualem, “galiba” anlamında da kullanılır.

Elhamdülillah ise "Allah'a şükür” anlamında kullanılan bir kelimedir.

Eyvallah Çok sevdiğim ve kullandığım bir sözdür. Her ne kadar eyvallah yerine teşekkür ederim ya da sağ ol kelimelerini de kullansak da tam karşılıkları değildir.

Eyvallahta teslimiyet vardır, kabulleniş vardır. Oysa teşekkür ederim ve sağ ol kelimelerinde sadece minnet ve memnuniyet vardır. Dilek ve temennilerimiz yerine getirildiğinde teşekkür ederiz, sağ ol deriz oysa eyvallahı beklentimiz karşılansa da karşılanmasa da kullanırız.

Eski Türkler "Haydi" kelimesini, Allah'ın esmâlarından olan "Hay" ismi ile "de" (demek= söylemek) emrinin birleşimi olarak kullanmışlardır.

Konuşma dilinde “hadi” biçiminde de söylenir. Yani, haydi kelimesinin orjinali 'Hay (Allah) de'dir. Hayde kelimesinin manası; "Besmele çek ve falanca işe başla" anlamındadır.

Çoğu zaman “de hadi” olarak da kullanılır. Bu kullanım yapılması istenen şeye “mutlaka Allah’ın adıyla başla” anlamındadır.

“Terk eyledim

Ben’lik libasını;

Nefsim,

Ruhum,

Bedenim,

Tayy-i mekân.

Gark oldum nurun âlâ nura,

Yundum, arındım semâ’da.

Hay de ey can,

Hu de ey dîl!

İllâ Huu...”