Yerel seçim süreci ilerledikçe siyasette kullanılan ittifaklar arası dil yoğunluğunu giderek arttırmaktadır. Kutuplaştırıcı söylem ve üslup egemenliğini güçlendirmektedir. AKP-MHP’den oluşan cumhur ittifakının söylemleri, CHP-İyi Parti’den oluşan millet ittifakını “zillet, illet ittifakı”  diye tanımlamaktadır…

CHP-İyi Parti’nin, Denizli mitinginde, Sn. Akşener’in yaptığı konuşmanın selamlama girişiminde sarf ettiği, söylediği sözler gerginliği mahkemeye taşımıştır. İki ittifak lideri de yerel seçim havasını genel seçim iklimine taşımışlardır. Anlaşılan yeni sistem iki partili bir düzeni özlemekte; 1950’nin Türkiye’sini hatırlatmaktadır. 1940’lara gerilerse, Sn. Kılıçtaroğlu’nun tek adam rejimi söylemleri haklı çıkacaktır…

Cumhurbaşkanı, Sn. Recep Tayyip Erdoğan, Elazığ mitingindeki hitabında, Sn. Akşener’in konuşmalarının mahkemeye intikal ettirildiğini söylemiş, “Birileri şu an cezaevinde süre dolduruyor. Aynı yola sen de düşebilirsin” ifadesini kullanarak restleşmenin fitilini ateşlemiştir. Kamuoyu bu hususta Sn. Akşener’in hedef alındığında mutabıktır…

Politika buya. Tahterevalli. Felsefecilerin, bilim adamlarının karşılıklı atışıp, tartıştıkları ve içinden bir türlü çıkamadıkları en önemli konulardan birisidir. Kimin nereye, hangi konuma yerleştirileceği bilinemiyor. Sosyal medya allak pullak. Her tarafa da destek mesajları yağıyor. Çık işin içinden çıkabilirsen. “Bize tehdit işlemez! Türk milleti yanında vs.” mesajları…

Dışişleri Bakanı, Sn. Mevlüt Çavuşoğlu’da, yerel seçimlerde sona yaklaşırken ‘Zillet İttifakı’ yorumunda bulunmuş ve, "Zillet ittifakının içindeki partilerin hepsi terörist' demiyorum. Ama bir gerçek var ki Türkiye'de ne kadar terörist varsa, terör örgütü varsa bu ittifakın içinde..” şeklinde açıklamada bulunmuş… Bizler, bunu, bilemeyiz!..

Saadet Partisi Genel Başkanı, Sn. Temel Karamollaoğlu, hükümete karşı tavır sergileyenlerin alaşağı edildiğini söyleyerek, "Bugün içinde bulunduğumuz şartlar 12 Mart'tan, 12 Eylül'den, 28 Şubat'tan daha ağır" ifadesini kullanmış... Vallahi bilemem! Öyle mi? Değil mi!?

Anlaşılan 31 Mart yerel seçimlerini de aşan bir vizyon ile çalışmalara yüklenilmiş, projeler hazırlanmış, kılıçlar çekilmiş. Mutabakatlar sağlanmış. İttifaklar kurulmuş. Cepheler kazılmış. Ateş hattına yerleşilmiş. Herkes cephede kimlerin yer alacağını organize etmeye çalışıyor. Bize düşen, toplumsal mutabakat, uzlaşı için sabırla sandıkta “bir iyi oy” kullanmaktır…