İçişleri Bakanı Soylu, projenin, gece yarısı Şırnak'ın Silopi ilçesinde freni patlayan polis aracının eve girmesi ve 1 çocuğun yaşamını yitirmesinin ardından ortaya çıktığını söyledi. Bakan Soylu, o gece yaşananları şöyle anlattı:

"Gece yarısı bir telefon gelmişti. Şırnak Silopi'de bir polis aracımız freni patlıyor ve gece yarısı bir evin içine giriyor. Orada bir çocuğun ölümüne vesile oluyor. Hanımla sabaha kadar uyumadık. Kendi çocuklarımız da olabilirdi. Bu ülkede yarını büyük heyecanla bekleyen çocuklar var. Anne- babayı, aileyi, dedeyi, arkadaşlarını düşündük. Ertesi gün kalktık, Silopi'ye hem geçmiş olsun hem de taziye ziyaretine gittik. Etrafımıza toplanan çocukları gördük. Aslında kızabilirlerdi, kızsalar da haklılardı. Çünkü bir arkadaşları aralarından ayrılmıştı. Çocukken aynı kazayı ben de yaşamıştım. Top oynarken bir arkadaşımızı fırıncı arabası ezmiş ve yanımızdan almıştı. Ama çocuklar geldiler ve etrafımızı sardılar. Eve geçtik taziye ziyaretlerimizi yaptık. Oradan çıktıktan sonra böyle bir program yapmayı, bu çocukları kazanmanın ve aslında onları gelecekleriyle buluşturmanın diğer meselelerimiz yanında bizim en temel görevimiz olduğunu, orada bir kere daha etrafımızı saran ve geçmişte ellerine taş tutuşturulan ama bugün onları yaşamayan çocuklarımız için başlattık."

Projeye destek veren herkese teşekkür eden Bakan Soylu, Güneydoğu ve Doğu Anadolu illerinden 50 bin öğrenci hedeflediklerini, 51 bin 500'e ulaşıldığını dile getirdi. İçişleri Bakanlığı olarak terörle mücadeleyi sürdürürken, terörizmle de eş zamanlı mücadelenin devam ettiğini anlatan Bakan Soylu, terörizmin biraz daha sosyokültürel mücadele olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Geleceğe dönük bir alandır. Zaman, emek, sabır isteyen ama terörü ilelebet bitirmeye yönelik bir alandır. Bazı arkadaşlar çok aceleci davranıyor, hemen her şey bitsin istiyor. 27 Kasım 1978'de PKK kuruldu. Tam 40 yıl örgü örmüş, ekonomik krizlerin, siyasal krizlerin, dışarıdan bize kurduğu oyunlar üzerinden, bizim zenginliğimiz olan farklılıkları istismara döndürmek üzerine örgü örmüşler. Öyle çok çabuk zamanda terörle mücadelede bir noktaya gelebilirsiniz. Ama terörizmle mücadelede o kadar örgü örmezseniz öyle kolay değil. Biz dünyanın en kıymetli arazisinin üzerinde oturuyoruz, herkesin gözü var bu arazide. Herkes bir İstanbul olsun istiyor; ama bizde var. Eğer kendilerinde yoksa bizdekini heder etmeye çalışıyorlar."

'DOĞU VE GÜNEYDOĞU'DA HUZUR VAR'

Bugün Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde huzur olduğunu belirten Bakan Soylu, bölgede bir taraftan da gençlik, spor, kadın merkezleri yapıldığını söyledi. Yerel yönetimlerin çok hayati yapılar olduğunu, bölgede daha önce yerel yönetimler aracılığıyla terör örgütüne beşeri, lojistik ve belediye kaynaklarından sağlanan yardımları anlatan Soylu, "Millet niçin bu görevleri veriyor? Eğer buna karşı tedbir alamayacaksak, tedbir ortaya koyamayacaksak niçin bu görevleri yapıyoruz? Millet bize niye oy verdi? Kanunlar niye bu yetkileri verdi, niye anayasal düzenlemeler bu kararların oluşmasını sağladı? Ve bütün bunları yarın devam ettirmeye çalışırlarsa gözlerimiz kapalı olarak bakmak durumunda mıyız?" diye konuştu.

UYUŞTURUCUYLA MÜCADELE

Uyuşturucuyla mücadele konusunda bir dönem çok tartışılan sözlerini hatırlatan Bakan Soylu, "Çok kızan oldu, birtakım entelektüel simalar, 'Bir içişleri bakanı böyle konuşur mu?' diye yerden yere vurdular. Ne demiştim? Polis ve jandarmamıza eğer bir okulun önünde uyuşturucu satıcısını görürseniz ayaklarını kırın demiştim. Peki niye demiştim? Nedir derdim? Gördüğüm rakam şuydu. 2015 yılında uyuşturucudan doğrudan ölenlerin sayısı 521, 2014 yılında 288, 2016 yılında 920, 2017 yılında 941. Ben de feryadımı ortaya koydum ve şu anda eylül ayı itibarıyla rakam 228. Eğer biz 940'lardan 500- 600'lere indirebilirsek bir şeyi kırmış oluruz. Ama bu yeter mi? Hayır. Bzim rehabilitasyon köylerine, merkezlerine ihtiyacımız var" dedi.

İçişleri Bakanı Soylu, program sonunda 3 binin üzerinde çocuğu ağırlayan 5 yıldızlı otellerin sahiplerine plaket verdi.