Gençlerin dilini anlamıyorum, daha doğrusu anlamakta zorluk çekiyorum. Konuştukları Türkçe mi, İngilizce mi yoksa uyduruk bir dil mi bilemiyorum.

Yeminle söylüyorum hiç anlamıyorum. Hele hele sosyal medyada yazdıkları bana sanki şifreleme gibi geliyor.

Gençler de bana “biz de seni anlamıyoruz” diyeceklerdir. Haklılar, anlamıyorlar.

Ah evladım! Sosyal medyada geçirdiğin zamanın dörtte birinde kitap okusaydın beni anlardın. Hatta kitap okumandan vaz geçtim, evde annenle babanla sohbet etseydin yine beni anlardın.

Çinli filozof Konfüçyüs’e, “Bir ülkeyi idare etmeye çağrılsaydınız, yapacağınız ilk iş ne olurdu?” diye sormuşlar.

Konfüçyüs şöyle cevap vermiş:

“İşe önce dili düzeltmekle başlardım. Çünkü, dil bozulursa kelimeler düşünceleri anlatamaz. Düşünceler iyi anlatılmazsa, yapılması gereken işler yapılmaz. Görevler gereği gibi yapılmazsa, töre ve düzen bozulur. Töre ve düzen bozulursa, adalet yoldan sapar. Adalet yoldan çıkarsa, şaşkınlık içine düşen halk ne yapacağını, işin nereye varacağını bilemez. Bunun içindir ki hiçbir şey dil kadar önemli değildir.”

Geleceğimiz adına endişe duyuyorum, üzülüyorum! …

Günlük hayatta zaten üç yüz, beş yüz kelime ile iletişim kuruyor, sohbet ediyoruz. Bu üç yüz, beş yüz kelimeyi bari doğru ve yerinde kullanalım.

Gençlerin bulunduğu ortamlara girmemeye, konuşmalarına kulak misafiri olmamaya gayret ediyorum. Ne konuşuyorlar, neden bahsediyorlar, kullandıkları sözcükler hangi dil hiç anlamıyorum.

Bro, mentionlamak, o may gad, vav goş, retelemek, resetlemek, favlamak, stalklamak, re yapmak nedir? Daha neler neler…

Uydurma kelimeler, uydurma kısaltmalar, gençlerin diline hangi dilden gelip yerleştiği belli olmayan ifadeler almış başını gidiyor.

Bir de genç yaşlı demeden, pek çoklarının diline pelesenk olmuş bir kelime var:

“Aynen”

Bu kelimeyi duyduğumda sinir oluyorum, karşımdaki bu ve benzeri kelimeleri kullanmaya başlayınca sohbeti kesesim geliyor.

Bu “aynen” nedir yahu, ne demektir, milletin diline nereden yapıştı?

Televizyonlardaki milli, manevi değerlerimize aykırı dizi ve saçma sapan yarışma programları güzelim Türkçe’mizi ne hale soktu.

Sosyal medyadan bahsetmiyorum bile o ayrı bir felaket.

Ülkenin ve milletin bekası açısından sıkıntı çok büyük, durum çok vahim.