Filistin’de ateşkes sağlanmasına sağlandı. Lakin bu kalıcı bir ateşkes mi?

İşgalci İsrail emellerinden, işgal ve ilhak planlarından vaz mı geçti?

Elbette hayır…

Siyonist İsrail, Hamasın direncini ve askeri gücünü test etti, İslam dünyasının nabzını tuttu, gelen tepkileri ölçtü, biçti, değerlendirdi. Şartların henüz oluşmadığına kanaat etti ve ateşkes dedi. Olay bundan ibaret.

Üstad Necip Fâzıl; “Yıkılasın İsrail! Enkazını göreyim! Sana ülke diyenin, yüzüne tüküreyim!” demiş. Bunlarda oyun bitmez, alavere dalavere tükenmez. Çünkü bir devlet adabı, devlet geleneği yoktur. Filistinlilere karşı uyguladıkları devlet terörüdür.

***

Uğruna ne canlar feda edildi ne savaşlar yapıldı!

Kudüs asırlardır acıları, ıstırapları bitmeyen şehir…

Kudüs, insanlığın imtihana çekildiği şehir...

Kudüs, sinesinde sayısız peygamberler ve veliler barındıran şehir...

Kudüs; İslam’ın ilk kıblesi, Miraç ve İsra mucizesinin tanığı, Mescid-i Aksa’yı sinesinde barındıran şehir…

***

Kudüs için bugüne kadar ne şiirler yazıldı ne ağıtlar yakıldı, kısaca bir göz atalım:

Rahmetli Başbakan Prof.Dr. Necmeddin Erbakan yıllar önce Kudüs için yazdığı şiirde terörist devleti ve yıllardır yaşanan durumu nasıl da güzel tarif edivermiş:

“Kuduz İsrail’e, laf atmak boşa

Gavur güçten anlar, aldırmaz taşa

Kim ki dış güçlere, olmuşsa maşa

Nifak; kalplerde ki, basur diyordu…”

Üstad Nuri Pakdil, Kudüs için hissettiği yürek sızısını; "Yüreğimizin yarısı Mekke'dir, geri kalanı da Medine'dir. Üstünde bir tül gibi Kudüs vardır" diye ifade ediyor kendisi. En çok bilinen şiirlerinden birisi olan "Anneler ve Kudüsler" şiirinde ise, şu mısralar dökülüyor kaleminden:

"Tûr Dağını yaşa

Ki bilesin nerde Kudüs

Ben Kudüs'ü kol saatı gibi taşıyorum

Ayarlanmadan Kudüs'e

Boşuna vakit geçirirsin

Buz tutar

Gözün görmez olur

Gel

Anne ol

Çünkü anne

Bir çocuktan bir Kudüs yapar

Adam baba olunca

İçinde bir Kudüs canlanır

Yürü kardeşim

Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin"

Geçtiğimiz yıllarda yitirdiğimiz mütefekkir Mehmed Akif İnan da Kudüs şiirinde şöyle sesleniyor:

“Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde

Götür müslümana selam diyordu

Dayanamıyorum bu ayrılığa

Kucaklasın beni İslâm diyordu”

Üstad Sezai Karakoç da Alınyazısı Saati şiirinde zalimleri şöyle anlatıyor:

“Ve nice milletlerin zulmünü görenler tarafından

Zalime olan öcünü mazlumdan almak

Zalim olmak ve en zalim olmak

Ve artık ne İbrahim ne Yakup ve ne Musa var

Tersinden okunan Tevrat hükümleri

Karaya boyanmış Mezmurlar