Tarihin akışında Ortadoğu savaşları kutsal topraklar nedeniyle “din-medeniyet” kavramları üzerinden yürütülürken Irak ve Suriye iç savaşlarına karışan batılı ülkeler petrol yataklarına konuşlanmak ve “petrolü seviyorum!..” söylemleriyle tanınmaktan kaçınmamışlardır. Savaş bitmeden bölgedeki terör guruplarıyla petrol şirketlerini masada buluşturmuşlardır. Gündemin en hararetli konusu enerji savaşları denize sıçramış, Doğu Akdeniz sularını ısındırmaktadır. Aynı gerekçeli ısınma turları tanıdıktır:

Mahmutlar Haber Gazetesi arşivlerinde, 27 Eylül 2011 tarihli sayısında, “Karada Havalar, Denizde Sular Isınıyor” başlığı altındaki yazımın içeriğinde bu gün yazmak istediklerimin hepsi tıpatıp anlatılmaktadır. Dünden bu güne Ortadoğu savaşlarında değişen bir şey yoktur. Gerekçe bireysel hak ve özgürlükler adına “böl, parçala, yut” taktiğinin daha geniş sahalara yayılması, denizlere açılmasından başka bir şey değildir. Türkiye olayların tam göbeğindedir…

Karadeniz’de yapılan aramalarda doğal gaz müjdesini de dikkate alan ABD, Fransa, İngiltere gibi Batılı ülkeler Arap dünyasını da yanına alarak Türkiye’yi yalnızlaştırma politikası uygulamakta ve Doğu Akdeniz’deki Türkiye’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin doğal haklarını elinden almayı planlamaktadır. Sanırım Batılılar Türkiye’nin geçmişten çok daha güçlü, Türk Milletinin çok daha azimli vasfını unutmuşlardır. Hele hele Yunanistan’ın şu, iki gün önce geçen, 9 Eylül, İzmir tarihini unutmuş olması gaflettir, elzemdir!..

Irak savaşında toprak bütünlüğüne saygı vardı “Bağdat, Kerkük, Kuzey Irak” bağlamında Anayasa ile parçalandı. Irak savaşı iktidarı devirmeden doğrudan petrol bakanlığının işgali ile başlatılmıştı. Suriye iç savaşı hâlen devam etmektedir. Türkiye güvenli bölge ile terörden özünü korumayı planlarken ABD; Suriye’nin doğusunda terörist guruplarla zengin petrol yataklarının paylaşımını yapmaktadır. Rusya’da yıllardır arzu ettiği sıcak denizlere inmiş, Suriye’nin batısında konuşlanmış, deniz gücünü arttırmıştır. Ortadoğu süper güçler ve işbirlikçilerinin savaş bahanesiyle kazan kazan sahasına dönüşmüş, batılı güçler iyice şımarmaya başlamıştır…

Tarihte olduğu gibi, günümüz vakaları da “Türk’ün Türk’ten başka dostunun olmadığını ve olamayacağını” göstermektedir. Türkiye meşru haklarını her zaman koruma, kollama iradesine sahiptir. Yeniden yazılması gerekirse tarih, yazılmalıdır! Karadeniz’den Ege’ye, Akdeniz’e uzanan mavi vatana dikilen gözler oyulur, kafalar kırılır! Savaş, bizim için düğün, bayram, oyuncak, kızıl elmaya uzana kutlu bir yoldur! Sular ısınsa da yılmayız, yıldıramazsınız!..

Ortadoğu’daki sıcak havanın Doğu Akdeniz sularına indirgenmesi, Türkiye’nin haklarının gaspına yönelik savaş çığırtganlığı devam eder ama Cebel-i Tarık boğanı dünyaya dar ederiz!..