Bugün sizlere Konya’nın güzel mi güzel, şirin mi şirin ilçesi Seydişehir’den bir efsane aktarmak istiyorum.

Deve Taşı Efsanesi, Seydişehir’in kurucusu olan ve şehre adını veren Seyyid Harun Veli’ye aittir.

Seyyid Harun Veli, Horasan civarında atalarının mezarını ziyareti sırasında gaipten bir ses duyar. Kendisine Anadolu’ya giderek Küpe dağı civarında bir şehir kurmasını emredilir.

Bunun üzerine yanında kırk dervişi ve kardeşi olduğu halde yollara düşer. Önce Bağdat’a gelir. Kırk gün Bağdat’ta kaldıktan sonra Konya’ya gitmek için yola çıkar.

Yol boyunca Türkmen nüfusun yoğun olduğu bölgelerde pek çok köyde tekkeler kurar.

Nihayet Konya’ya gelir. Yaklaşık iki yıl Konya’da kaldıktan sonra Küpe dağı civarına gider. Vervelit isimli antik bir şehrin kalıntılarını kullanarak bölge halkının yardımıyla Seydişehir’i kurar.

Efsane işte bu zamanlarda, Seydişehir’in kuruluşu dönemlerinde vakî olur. Kısaca özetlemek gerekirse efsane şöyledir;

Seyyid Harun Veli, Küpe dağının eteklerinde şehri kurarken kendisine bir haber ulaşır.

Ilgın – Kadınhanı arasındaki Mahmuthisar köyündeki tekkesinde müritleri ile oturan Didiği Sultan adlı bir ermiş şeyh, ayıya gem vurarak binmiş, müritleri ile birlikte Seyyid Harun Veli’nin ziyaretine gelmektedir.

Haberi alan Seyyid Harun Veli, müritlerini toplar, oradaki kocaman bir kayaya “Deve ol” der. Bu söz üzerine deve şekline giren kayaya binerek Didiği Sultanı karşılar.

Keramet ehli iki pir, Seydişehir’in girişinde buluşurlar, hasbihal ederler.

Didiği Sultan bindiği ayıdan iner, onu dağa sürer. Seyyid Harun Veli de bindiği taş deveyi çöktürür, oda iner. Seyyid Harun’un bindiği taş deve, çöktüğü yerde olduğu gibi kalır.

Yüzyıllar boyunca, deveye benzeyen bu kaya parçası, halk tarafından ziyaret edilerek efsanesi anlatılır.

Devetaşı olarak bilinen kaya yakın zamana kadar Alüminyum tesisleri lojmanları arasındaydı. Bu taş dönemin Seydişehir belediye başkanı Muammer Urhan tarafından Seyyid Harun camiinin önüne getirilir. Daha sonra halk bu taşa kutsiyet yükleyip etrafında mum yakmaya ve taşa çaput bağlamaya başlar. Bunun üzerine deve taşı aynı belediye başkanı tarafından Sebeltaş bahçesinin çöplüğüne özensizce bırakılır.

Bu hadiseden sonra moloz yığınları arasında kaderine terk edilen deve taşı yetkililer tarafından unutulur gider.

Deve Taşı şimdi nerededir, parçalanıp dağılmış mıdır bilemiyorum.