Yedi Güzel Adam…

Yedi Güzel Adam; Cahit Zarifoğlu’nun Maraş Lisesi’nde okuyan edebiyat aşığı yedi genci kastederek yazdığı şiirdir.

Yedi Güzel Adam’dan kasıt; Cahit Zarifoğlu, Erdem Bayazıt, Rasim Özdenören, Nuri Pakdil, Mehmet Akif İnan, Alaeddin Özdenören ve Ali Kutlay’dır.

Cahit Zarifoğlu 1 Temmuz 1940’ta Ankara’da doğdu. Baba tarafından Kafkasya’dan gelip Maraş’a yerleşen bir aileye mensuptur. Babası Niyazi Bey hâkimdi. Okuma yazmayı, resim yapmayı, Kur’an okumayı daha okula başlamadan annesi ve anneannesiyle mahalle hocalarından öğrendi. Babasının görevi sebebiyle çocukluğu Silvan, Baykan, Siirt, Siverek, Kızılcahamam ve Ankara’da geçti. Siverek’te başladığı ilk öğreniminin ardından orta öğrenimini 1951’de döndükleri Maraş’ta tamamladı.

Yüksek tahsilini, aynı yıl girdiği İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nin Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde uzun süren bir öğrenciliğin ardından tamamladı.

Cahit Zarifoğlu’na şiiri için elverişli bir dilin kapısını açan İkinci Yeni şairleri olmuş, kişiliği üzerinde belirleyici rolü Necip Fazıl Kısakürek ve Sezai Karakoç oynamıştır. Şiir tekniği bakımından belli bir şaire bağlanamayacak olan Zarifoğlu daha ilk şiirlerinde kendi sesini bulmuş, kendi kuşağı içinde şiirde yapı sorununu en iyi kavramış bir şair olarak görülmüştür.

İlk kitabında yer yer görülen “tahkiye”, ikinci şiir kitabı Yedi Güzel Adam’ın destansı bir tona bürünen dili içinde belirgin hale gelir.

Cahit Zarifoğlu, soyadı gibi zarif, naif birisi olmasına rağmen bu özelliklere tezat düşecek derecede de inatçıydı. Bu inatçı yönü, bir ömür güdülecek bir kine de gebe olacaktı…

Babası, annesinin üzerine başka bir kadınla evlenmişti ve Cahit, tüm ömrü boyunca bu durumu asla kabullenemedi. Babasına karşı büyük bir öfkeyle büyüttü yıllarını; ona karşı hep sert ve buz gibi oldu. Daha çocuk yaşta tattığı babasızlık karşısında hissettiklerinden ötürü onu affedemiyordu.

O, aslında sadece yaralı bir çocuktu ve derdini anlatacak cümleler boyunu aşardı; kuramazdı. O da inat etmeyi, öfkesine sığınmayı ve kuramadığı cümleleri duygulara, tepkilere dönüştürmeyi tercih etti. Başka türlü davranamaz; içindekilerle başka türlü baş edemezdi…

Yalnızlığa gelince; onu da annesinin yalnızlığından öğrendi. Terk edilen, yalnız bırakılan sadece annesi değildi. Cahit, küçük kalbiyle annesinin yanında olup, yalnızlığını eksiltmek isterken; bir de bakmış, yalnızlığı benimsemişti.

Cahit Zarifoğlu'nun şiirinde “Bu insanlar dev midir / Yatak görmemiş gövde midir” diye anlattığı Yedi Güzel Adam'ın hayatı merak ediliyor ve Yedi Güzel Adam Türk edebiyatında önemli bir yer ediniyor.

Ayrıca Yedi Güzel Adam dizi haline getirilerek TRT’de yayınlanmış ve çok ilgi görmüştür. Dizi 1970'li yıllara ait "sağ-sol" çatışmasını, Maraş Katliamı ve ülkenin 12 Eylül Darbesine adım adım gittiği yolları yedi güzel adam ve biri solcu, biri sağcı gençlerin gözünden anlatmaktadır.

Cahit Zarifoğlu 7 Haziran 1987 yılında İstanbul’da vefat etti, Küplüce mezarlığına defnedildi.

Bu insanlar dev midir

Yatak görmemiş gövde midir

Bir yara açar boyunlarında

Kolkola durup bağırdıklarında-

Ya kurbanın olam

Dağlar önüme durmuş

Ki dağlanam

Çekip pırıl pırıl mavzerler çıkardılar oyluk etlerinden

Durdular ite çakala karşı yarin kapısında