İsviçre'de ailesiyle yaşayan ve 3 yıl önce Kaş'a yerleşen Fulya Özdemir'in cansız bedenine 15 Ekim 2016'da ulaşıldı. Cesedi, taş ve kaya yığını altında bulunan Özdemir'in katil zanlısı Atilla Makta'nın izine ise cinayetten 9 gün sonra ulaşıldı. Cinayetten bir gün sonra Kaş'tan ayrıldığı tespit edilen Makta'nın, Lüleburgaz'da yaşayan dayısının evine gittiği belirlendi.

ENİŞTESİ, YERİNİ SÖYLEDİ

Makta'nın, Özdemir'in katili olarak arandığı yönündeki haberler sonrası eniştesi E.M., jandarmaya haber verdi. Dayısı İ.Ç.'nin evinde yakalanan Makta, Kaş sulh ceza hakimliğince 25 Ekim'de tutuklandı. Makta, savcılık ve hakimlik sorgusunda cinayeti işlediğini itiraf etti. Fulya Özdemir'i bir anlık öfke sonucu öldürdüğünü öne süren Makta, Özdemir'in kendisine kötü davrandığını, aşağıladığını iddia etti.

NASIL İFADE VERECEĞİNİ BİLİYOR

Atilla Makta hakkında yürütülen soruşturma ise geçen ağustos ayında tamamlandı. Elmalı Cumhuriyet Savcısı Özer Algül iddianamede, Makta'nın kasten öldürme suçundan ömürboyu hapisle yargılanmasını istedi. Makta için haksız tahrik hükümlerinin de uygulanmaması talep edildi. İddianamede, daha önce de benzer bir suçtan hapis yattığı belirtilen Makta'nın yalan beyana dayalı ifade verme usulünü bildiği kaydedildi. Hazırlanan iddianameyi kabul eden Elmalı Ağır Ceza Mahkemesi, ilk duruşma için 9 Ekim'e gün verdi.

İLK DURUŞMA GÖRÜLDÜ

Davaya ilişkin ilk duruşma bugün Elmalı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Sanık Atilla Makta'nın tutuklu bulunduğu Kırklareli Cezaevi'nden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldığı duruşmada Fulya Özdemir'in babası Eyvaz Özdemir ile tarafların avukatları hazır bulundu.

'BİR SÜRE KONUŞTUKTAN SONRA TARTIŞMAYA BAŞLADIK'

Duruşmada ifade veren Atilla Makta, Fulya Özdemir ile olaydan yaklaşık 1 yıl önce tanıştığını söyledi. O dönem cezaevinden firar ettiği için sahte kimlikle dolaştığını ve sürekli kaldığı bir yer olmadığını anlatan Atilla Makta, Fulya Özdemir ile tanıştıktan sonra ara sıra evine gittiğini kaydetti. Olaydan yaklaşık 2 hafta önce Fulya ile arkadaşlıklarının yürümeyeceğini anlayarak, ayrılmak istediğini söylediğini savunan Atilla Makta, "Buna rağmen Fulya sürekli yanıma gelip gidiyor, telefonla arayıp görüşmek istiyordu. Bu şekilde beni rahatsız ediyordu. Cinayet günü Fulya yine görüşmek istedi. O gün Kaş çıkışında Demre yolu üzerinde bulunan parkta Fulya ile bir araya geldik. Bir süre konuştuktan sonra tartışmaya başladık. Ayrılmak istediğimi söyleyince o da bana hitaben 'Seni en başından beri sevmiyordum, seni kullandım, hayatımda başka erkek vardı, yine seni Kaş'ta kaldığım sürede kullandım, sen işe yaramaz birisin' şeklinde şeyler söyleyince kendimi kaybettim" dedi.

'ÖNCE FULYA'YI YUMRUKLADIM'

Olayın buluştukları parkın yakınındaki boş lojmanın hemen yakınında meydana geldiğini kaydeden Atilla Makta, "Önce Fulya'yı yumrukladım. Bir süre sonra bilincimi kaybettim. Kendime geldiğimde Fulya'nın bıçaklandığını ve kan aktığını, öldüğünü gördüm. Daha önce üzerimde çakı taşıyordum, muhtemelen kendimi kaybettiğim anda bu çakıyla Fulya'ya vurmuşum" diye konuştu.

'STREÇ FİLM VE BATTANİYEYLE FULYA'YI SARDIM'

Olaydan sonra teslim olmayı düşündüğünü ancak suçtan alabileceği cezayı tahmin ettiği için vazgeçtiğini söyleyen Atilla Makta, şöyle devam etti:

"Olay yeri yakınında dışarıda bulunan streç film ve battaniyeyle Fulya'yı sardım. Hemen yakında bulunan taşlık yerde iki kayanın arasına cesedini koydum. Hayvanlar zarar vermesin diye üzerini taşlarla kapattım. Daha sonra Kaş ilçe garajına gittim. Otobüsle Antalya'ya, oradan da Kırklareli'ne gittim. Anneannemin evinde 1 gün kaldım. Helallik aldım, ayrılacağım sırada jandarma gelip gözaltına aldı."

Baba Eyvaz Özdemir duruşmadaki ifadesinde, eşiyle daha önce boşandıklarını söyledi. Fulya Özdemir'in de İsviçre'de annesiyle kaldığını, bir süre sonra sanatsal işlerde çalışmak için 2016 Nisan ayında Kaş'a yerleştiğini anlatan Eyvaz Özdemir, zaman zaman kızının ziyaretine geldiğini aktardı. Çeşitli tarihlerde borcu olduğu için kendisinden para isteyen kızına bir miktar para verdiğini söyleyen Eyvaz Özdemir, sanık Atilla Makta'yı ise Kaş'a geldiğinde birkaç kez gördüğünü kaydetti. Olay günü kendisini arayan eski eşinin, Y.Ç. adlı bir kişinin kendisiyle görüşmek istediğini söylediğini belirten Eyvaz Özdemir, telefonla kendisini arayan Y.Ç.'nin Fulya Özdemir ile Atilla Makta'nın kayıp olduğunu, bunun için polise gidip kayıp ilanı vereceğini, kendisinin de gelip kayıp ilanı vermesinin iyi olacağını söylediğini anlattı. Önce Ankara'da oturan kardeşini aradığını, daha sonra Türkiye'ye gelip kayıp başvurusunda bulunduğunu kaydeden Eyvaz Özdemir, bir gün sonra da kızının cesedinin bulunduğunu vurguladı. Y.Ç. adlı kişinin savcılığa sürekli yanlış bilgiler verdiğini öne süren Özdemir, olayla ilgili şikayetçi olduğunu kaydetti.

Şikayetçilerin avukatları da olayla ilgili Y.Ç., Ö.Ç., U.A. ve A.K.'nin duruşmada ifade vermesini talep ederken, olayda birden fazla sanık olduğunu savundu.

Duruşmada son sözü sorulan sanık Atilla Makta, "Suçluyum, en ağır cezayı hak ediyorum. Tarafıma en ağır cezanın verilmesini talep ediyorum" dedi.

Sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilerek duruşma ertelendi.