Yenialp, açıklamasını şu sözlerle sürdürdü: "Zincir marketler yıllardan beri her geçen gün on binlerce şubesi olmakla övünerek her sokağa her mahalleye girdi. Sattıkları ürün yelpazesi ile de yüzlerce sektörde esnafımızın işini tek bir şubede yapıyorlar. Kırtasiyeden beyaz eşyaya, gıda ürünlerinden hazır giyime satmadıkları hiçbir kalemde ürün yok. Esnafın bu haksız rekabetin eziciliği karşısında korunması için Perakende Yasası’nın bir an önce köklü bir değişiklik ile güncellenmesi şart oldu. Bunun için Avrupa örneklerinden faydalanılmalı. Katı kuralları ile küçük işletmelerin yani esnafın haksız rekabette korunması için gerek yasaları gerek izinlere tabi açılışları ile Fransa bu noktada faydalı bir model olacaktır.

Esnafın haksız rekabete karşı korunması için öncelikle zincir marketlerin açılışları izne tabi olmalı. Bu izin ise bölgedeki arz-talep dengesine, trafik oluşmasına izin verilmeyecek yerlerde, o bölgenin nüfus yoğunluğuna, satış alanlarının yüz ölçümüne bakılması gibi kriterlere göre belirlenmeli. Bununla aynı öneme sahip bir diğer konu ise, toptancı ve üreticilerin zincir marketlere ve büyük işletmelere verdiği ürün fiyatını esnaf için de aynı tutması. Zincir marketler toptancılardan daha düşük gramajda, daha fazla ürün alarak satış fiyatında esnafa karşı avantajlı oluyor. Bu da zincir marketlerin ucuz, esnafın ise pahalı ürün sattığı algısına yol açıyor. Toptancı ve üreticilerin her alıcıya aynı fiyatta ve aynı gramajda ürün satması zorunlu hale gelmeli.

Tekelleşme esnafımızın kazancı için her zaman tehdit oluşturuyor. Bununla ilgili bakanlıklarımız ve devletimizin çalışmalarını umutla takip ediyor, destekliyoruz. Esnafın korunması, istihdamın zarar görmemesi ve ekonomi dengelerinin bozulmaması için çok önemli. Bu bilinçle göz önünde bulundurulması gereken konularla birlikte Perakende Yasası’nın güncellendiği müjdesi için sabırsızlıkla bekliyoruz."