"Şiire nasıl başladınız?" sorusuna "Besmeleyle" cevabını veren Abdurrahim Karakoç’un vefatının üzerinden 9 yıl geçti.

Şair Karakoç, Türk şiirine kazandırdığı; "Mihriban", "İsyanlı Sükut", "Hak Yol İslam Yazacağız", "Gel Gayrı", "Hasan'a Mektuplar", "Vur Emri" ve "Omuzumda Sevda Yükü" adlı eserleriyle tanınsa da en bilindik eseri Mihriban’dır.

Mihriban şiiri birçok ünlü isim tarafından yorumlanarak unutulmaz türküler arasında yerini aldı.

"Sarı saçlarına deli gönlümü

Bağlamışlar çözülmüyor Mihriban

Ayrılıktan zor belleme ölümü

Görmeyince sezilmiyor Mihriban

Yar deyince kalem elden düşüyor

Gözlerim görmüyor, aklım şaşıyor

Lambada titreyen alev üşüyor

Aşk, kâğıda yazılmıyor Mihriban..."

Mihriban’ı 1960'ta yazdığını söyleyen Karakoç, bir açıklamasında şunları söylemişti:

"Bazıları 'Gerçek mi?' diyor. Gerçek, diyorum ama adı Mihriban değil. O gençliğimde yaşanmış bir aşktı. Ama şimdi adını deşifre etmem, ayıp olur. Benim takmış olduğum sembol bir isimdir Mihriban. Masa başında yazılmış, hayal bir aşk, bu tadı ve lezzeti vermez. Yaşayacaksın ki yazacaksın. O zamanlar elektrik yoktu. Lamba ışığı altında yazıyordum. Şiire başladığımda lambadaki alev titremeye başladı. 'Lambadaki alev üşüyor' çıktı. Bazen aklıma düşüyor. Ben unutursun diyorum ama, insan hiçbir zaman unutamıyor. O bir mektup üzerine yazılmıştır..."

Anadolu insanının karşılaştığı zorlukları ve çektiği sıkıntıları eserlerinde işleyen Karakoç, 7 Nisan 1932'de Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesine bağlı Ekinözü köyünde dünyaya geldi.

İlkokuldan sonra öğrenimine bir süre devam edemeyen Karakoç, köyünde marangozluk ve çiftçilik yaptı.

Dedesi, babası ve kardeşleri şair olan ve kendisi de henüz küçük yaşlarda şiirle tanıştı.

Şair Karakoç, 1958'de Elbistan Belediyesi'nde muhasebeci olarak çalışmaya başladı ve 1981'de emekli olana kadar bu görevini sürdürdü.

"Şiire nasıl başladınız?" sorusuna "Besmeleyle" cevabını veren Abdurrahim Karakoç, yazdığı şiirlerden dolayı hakkında çeşitli davalar açıldı. Sonuçta kendisine isnat edilen bütün suçlamalardan aklandı.

Usta şairin 100'e yakın şiiri bestelenerek İbrahim Tatlıses, Şükriye Tutkun, Selda Bağcan, Musa Eroğlu, Esat Kabaklı, Gülay, Orhan Hakalmaz, Hasan Sağındık, Selçuk Küpçük, Gülşen Kutlu, Sevcan Orhan, Güler Duman, Gündoğar ve Azerin tarafından seslendirilerek geniş kitlelere ulaştı.

Karakoç kendisini bir şiirinde şöyle tanıtmıştı:

"İman kaynağımdır, tevhid havuzum

İslam'ın dışında arama beni

Muhammed-ül Emin tek kılavuzum

Putların peşinde arama beni

Hak kelâm duyduğum kitap Kur'an'dır

Başka yok! Uyduğum kitap Kur'an'dır

Dolduğum, doyduğum kitap Kur'an'dır

Beşerin 'boş'unda arama beni."

Evli ve 3 çocuk babası olan Karakoç, 7 Haziran 2012'de tedavi gördüğü Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde vefat etti. Karakoç'un naaşı, Bağlum Mezarlığı'nda Şeyh Abdülhakim Arvasi Türbesi'nin yanına defnedildi.