Sistemler, rejimler daima tartışılır, tartışılmalıdır. Tarih sanki yönetim biçimlerinin çöplüğü gibidir. Depremler, darbeler, seçim sonuçları medeniyetlerin kuruluş, ayakta kalış, yok oluş ve bitişlerinin şahitleridir. Bazı dönemeç, ayağa kalkış yüzyıllara iz bırakmıştır…
1789 yılında, Fransız devrimi gücü Tanrı’dan aldığına inanan mutlak krallıkların yıkılabileceğinin göstergesidir. İstanbul’un fethi de benzeri değişimi ortaya koymuştur. Dünyanın her tarafında sayısız arkeolojik kentler büyük medeniyetlerin gücüne şahittir. Eski Anadolu medeniyeti ülkemizin bu sahadaki zenginliğini göstermektedir…
Mitoslar her dönem sahnede yeni mitolojik ürün peşindedir. Bu alanda politika çok daha renkli sima yaratır. Sistem tartışmaları yanında hükümetlerin ömrünü sınırlar, kısıtlar. Aktif politika bunu ayak oyunu, çelme atma, tuşa getirme, alengirli eylem planı şeklinde yorumlar…
Derin geçmişte insanlar hak, hukuk, eşitlik, özgürlük, bağımsızlık… mevzuatlarında aydınların fikir ve düşünceleri etrafında başarılmazları başarmayı başarmışlardır. Bu gün de siyaset iklimi başarabilme gayreti üzerinde yol almaktadır. Polemikler sistem değişikliği ve rejim düzenlemesi üzerinde filizlenmektedir. Devredilmiş yetkilerin toplumdaki gücünü yeni dönem parlamentosu fark edecektir. Siyasete güç katma değil siyasetten güçlenme devri belki…
Siyaset, bilimden kaçış noktasında rejimler üzerindeki verilerini kişilere yöneltmiştir. Kelimeler ok gibi karşıdakini vurmaya yöneliktir. İşin garibi oklar belden aşağıya yönelince kelimelerin ağırlığı küffarı kafirliğe yüceltmekte, milli edep-adabı köreltmekte, örf ve adetler zalimce işkenceye maruz bırakılmaktadır. Mitoloji kahramanlarının oyunları kutsalları dejenere, savurganlık, korku rüzgârlarının girdabı vatandaşı seçimden ürkütmektedir…
Dinler tarihi bütündür. Medeniyetlerin kuruluş ve yıkılışlarında din ağırlığı hissedilir derecede yüksektir. Teknoloji çağında bile bu ağırlık gücünü artırmaktadır. Bunda elbet yaratılışın etkisi vardır. Ancak Yaratan adına kurgulandığını zanneden robot yapılar siyasi akımlar üzerinden ilahiyatı kullanmak suretiyle din anlayışı yanında Müslümanlara verilen zararın farkında olmayabilir, ama bilerek böyle davranıştaki ajanlardan da şüphelenmek elzemdir. 
Medeniyet savaşları, din savaşlarıyla eşdeğer yürüyor. Yeni medeniyet, farklı akımları beraberinde getiriyor. Dinlerde tarih bütünlüğü, Mutlak’ın varlık ve birliğindendir. Türk ülküsü süreçleri devlet-i ebedi müddet mefkûresiyle sabitlemiş, demokrasi üzerinde rey birliğine işarettir. Yeni sistemde tek yetkili cumhurbaşkanıdır. Sistemi kaleme alanlar demokrasiye inanıyor mu ki… Halk iradesi deniyor… Hiç inandırıcı gelmiyor, güven de vermiyor…