09 Temmuz pazartesi günü, Türkiye Cumhuriyeti devletinin 13. Cumhurbaşkanının mazbatasını aldı ve yemin töreni sonrasında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin geçiş süreci başlatıldı. Aynı gün içinde ilk Bakanlar Kurulu açıklandı. Cumhurbaşkanı gazetecilerin sorusu üzerine “Başkan” diyebilirsiniz açıklamasında bulundu…

Tarih sayfalarında bu tür vakalara rastlamak mümkündür. Sistemler elbette tartışılır ve tartışılmalıdır. Esas olan icra organının hakkıyla çalışmasıdır. Başarı ellerindedir, gerekli yetki verilmiştir. İki gün öncesine kadar sistem üzerinde polemiklerle ekranlarda zaman dolduranlar şimdi “başkanlık sistemi” olduğunu anlamışlardır.

Türkiye Büyük Millet Meclis’inin baypas edilmiş hali de birkaç ay nihayetinde ortaya çıkacaktır. Güçlü meclis kavramı rakamsaldır. Siyasette ortaklıklar, ittifaklar, koalisyonlar zorunludur. Toplum iktidar yanlıları ve muhalifler şeklinde bölünmüştür. Yılda birkaç kez gerekli görülecek hususlarda pazarlıkların pahalı olacak olması ekonominin gereğidir.

Cumhurbaşkanının kendisini Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ilk Başkanı sıfatıyla tanımlaması net bir şekilde yeni dönemi ifade ve işaret etmiştir. İlk yurtdışı ziyaretini Azerbaycan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne gerçekleştirmesi de seçmen kitlesine ve muhalefete verilen ince bir mesajdır…

Cumhur ittifakı, devletleşme yolunda önemli mesafe kat etmektedir. Millet ittifakı adı altında yapılan yuvalanma ise ‘öfke ile kalkan zararla oturur’ hesabı, çabuk fes etmiş, dağıldığı açıklanmıştır. Aslında daha güçlü vizyonla yeni dönemlere hazırlık için yenilenme ve örgütlenme ihtiyacını gözden geçirebilirlerdi. Meclis görüşmelerindeki muhalefet yapısının seçim atmosferini heyecanlandıramayacağı bir döneme girilmiştir.

Yeni sistem iktidardaki icra organı ile meclisteki taraftarlarını birlikte güçlendirmiştir. Siyasi partilerin kamuoyu önünde ya sisteme, ya sistemin işleyişine, ya da başkana karşı muhalefet yapmak durumundadır. Bunun da seviye ve derecesini çok iyi ayarlamak ve atmosferi verimli seviyede tutma mecburiyeti doğallığını korur.

Gelinen noktada Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı, özünü, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin 1. Başkanı niteliğiyle tanımlaması geleceğin Türkiye’si hakkında net durumu ortaya koymuştur. Başarılı olmasını temenni her Türk vatandaşının vazifesidir.

Sistemin başarısı Türkiye’nin başarısıdır. Hayırlı hizmetlere vesile olsun!