İlim ışığında din tacirliği ileticari siyaset dünyasını tanımlamak güçtür. Politik sermaye çıkarına her yolu “mubah” görmektedir. Söylenemeyeni söylemek, yazılamayanı yazmak… Eşyaya değer katmak, piyasa oluşturmak her tür şekle bürünmek, her kılığa girmek,her an gömlek değiştirmek,ortama uymada, piyasa kurmada, politika üretmede mükemmeldir. Dini duyguları kullanır, özüne uygun dini terimler üretir, moda din yaratır. Bazıları da kimlik kazanmak, yaranmak, şakşakçılık için şaşkın ördek rolü üstlenir…

Kapitalist düşünce düzeninin politikacı ümmi fikir hafiyeliğine soyunurcahilce kelime, cümle, sözle inanca saldırmaktan kaçınmaz. Dinler tarihi yaratılış felsefesi sayısız peygamberin insanoğluna ilahi tebliğler için görevlendirildiğine açıklık getirmektedir. Ancak tebliğlerin yazıyla kayıt altına alınmasındaki en gerçekçi bilgilerin İslâm dini esaslarında yer aldığı gerçeği üzerinden önceki dinlerin tahrip edildiğine kanaat hâsıl olmaktadır. Din adına ifade üreten modern dindarlık İslam’ı yozlaştırma projesine hizmet amacı taşır, ahlakı çökertir…

Belki de bu durum sermayenin değil, bunu kullanan bazı insanlık, inanç, millet ve devlet düşmanlarının işidir. Niyetler amellerde gizli kaldığından net ve açıkça tanımlamak güçtür. Söz konusu hususlarda gündemi oluşturan ve yorumlarıyla toplumu kutuplaştıran düşüncelerin halis niyetlerinden şüphe etmemek elde değildir..

Tabii ki (nedir?) bunlar, denmektedir. Milli ülkülere terstir. Milli ahlaka aykırıdır. Milli vicdanı köreltmektedir. Milli duyguları zaafa uğratmaktadır. Millet üzerinde oyun tezgâhlanmaktadır. Kazanmak için inanç sömürüsü üzerinden itibar arzusu taşımaktadır…

“Müslüman kafası kesen Müslüman görüntülülerden; genelevlerine imam tayin edilsin, erkeklerimiz günah işlemesin! Çaldıysa Müslümanlık için çalmıştır!.. Hırsız, dolandırıcı idi ama, hafızdı, iyi Kur’an okurdu!.. Helal kesim at eti… Helal diskotek açılışına günler kaldı!..“ benzeri cümlelerin yarattığı tahribat acıdır.Yalan, dolan, hiyakârlık, din ve millet, hatta devlet düşmanlığına kadar idealleri, ülküleri tahrip etmekte, vicdanları savunmasız bırakmaktadır. Söz konusu cümlelerin en hazinlerini Müslüman görünümlü kadın aydınların bazıları da kullanmaktadır… Türk milleti ve İslam ümmet adına, sizlerce de, üzücü değilmi!?...

Gerçekler;modern yobazlık ve soytarılığa karşı savunmasızdır. Günübirlik politika siyasete hâkimdir. Dindar düşünce objektiftir. Toplumu kucaklar. Dinin adına kültür erozyonuna fırsat vermez. Dinsiz millet yoktur. İnansan da inanmasan da hayatın her ilmiğinde lime lime din vardır. Saçmalıklar İslâm, ilim ve imana sekte vurmakta;ahlakı tehdit etmektedir!.. Yılbaşı yorumlarının bunlardan farklı olacağını sanmıyorum. Herkesin yeni yılı kutlu olsun!...