Doğal olmak ne güzeldir, ama kimseyi kırıp dökmeden karşısındakini üzmeden doğal olmak. Doğruyu söylemek, doğrunun yanında olmak zor mudur?

Doğru nedir? Doğru herkese göre değişir mi? Doğru birisinin yanında olmak mı? Doğru kriterleri neye göre belirlenir?

Doğru kriterleri: asıl önemli olan nokta bu değil midir? Bir ülke içerisinde; o ülkede yaşayan bütün halkın eşit şartlarda adil, üreten, eğitim düzeyi yüksek, ekonomik düzeyde insanlar arasında fark olmayan (zengini ve yoksulu olmayan), tam anlamıyla hukuk sisteminin olduğu bir sistem yaratmak doğru ve dürüstlüğün olmassa olmazı değil midir?

Peki bu ülkelere örnek ülkeler hangileridir? Bu ülkelere sistem olarak nasıl ülkeler denir?

Teknolojinin bu kadar geliştiği ve bilgi ağının çok çabuk ulaştığı bir çağda bu bilgilere ulaşmak çok zor değildir?

Peki bütün bu soruların cevabını herkes bildiğine göre neden ikiyüzlü davranılıyor ve başka tarafa çeviriyor insanlar yüzünü.

Nedir onları kör eden? Neden doğruyu gördükleri halde bir kısım insanın kör kalmaları için ellerinden gelenleri yapıyorlar? Bizim kör diye düşündüğünüz insanlar gerçekten kör mü, yoksa bizi mi kandırıyorlar?

Doğruluk, eşitlik, hukuğun üstünlüğü eğitimin önceliği olan devletler parmakla gösteriliyor. Özellikle zengin ve yoksulun olmadığı ülkeler. Suç oranının çok düşük olduğu (yok denecek kadar az) ülkeler hep aynı ülkeler değil mi?

Peki bize neden başka tarafı göstererek huzur ve mutluluğun orada olduğunu söylüyorlar? Savaşın, dökülen kanın bitmediği, kadın ve çocuk haklarının hiç olmadığı ülkeleri bize en iyiler diye gösteriyorlar.

Peki herşeyin alenen ortada olduğu, dünyanın ve bilimin artık parmaklarının ucunda olduğu bir çağda niye ısrarla kötü örnekleri esas alıyorlar.

Bu kötü örnekleri neden çok iyi gibi insanlara harika biz de öyle yaşayalım diye dayatıyorlar?

KURTLAR DOYSUN, KOYUNLAR ÖLMESİN (Tolstoy; savaş ve barış)

AKIL, BİLİM, ÇAĞDAŞ, KARDEŞÇE BİR YAŞAM İÇİN EŞİT EĞİTİM VE HUKUĞUN ÜSTÜNLÜĞÜ