Eşim Hollandalı, bu yıl misafir olarak bize Hollandalı arkadaşı Patrik geldi. Biz babamlarla aynı binada oturuyoruz. Sabah kahvaltı ve akşam yemeklerini birlikte yiyoruz.

Sohbetler çok güzel geçiyor, ortak dil İngilizce, kız kardeşim ve ben anne, baba ve kardeşimin oğlu Eren'e çeviri yapıyoruz. Bu arada babama da iyi geldi bu sohbetler. (Rahatsızlığı nedeniyle ağrıları vardı, zannedersem kafası dağıldı) On yıldır evliyim, on yedi yıldır tanışıyoruz, bizim aile olarak çok modern olduğumuzu, onlarla aynı pencereden baktığımızı, benim kitap okumamın dikkatini çektiğini söyler her zaman. Ama buna rağmen asla bizim geleneksel yemeklerimizi yemedi, denemedi bile. Oysa bizim Türk mutfağımız dünyada biliniyor, ama onun damak tadına uygun değil. Patrik'le yeni tanıştık belki daha önce de gelmiştir Türkiye'ye ama bizim yemekleri ve kahvaltımızı severek yiyor. Yine kahvaltıdayız sohbet yine çok neşeli geçiyor, eşim ekonomist bu yüzden ekonomiden çok bahseder, ben de elimde okuduğum kitaptan (Platon, devlet) konuştum, biraz kitaptan toplum ve devletten anlattım. Eşim ben o kitabı yıllar önce okumuştum dedi. Patrik ben gençken (orta öğretim, üniversite öncesi) dört yıl latin üç yıl da eski yunanca dersi aldım ve odesa, ilyada, Aristoteles, Platon bunları biz kendi dillerinde okuduk.

Biz şaşkınlıkla baka kaldık, düşünce tarihinin başladığı tarihi ve dili kendi dilinden okuyor, bununla ilgili dersler alıyor. (diyalektik ve düşünce üzerine)

Eşim ekonomist, Patrik muhasebeci ikisi de İngilizce kitaplar okuyorlar çok rahat.

Daha da önemlisi bizim Norveçli komşularımız var yine ortak dil İngilizce birisi çiftçi birisi de dondurma fabrikasında işçi. İkisi de İngilizce kitap okuyor, İngilizce konuşuyorlar.

Biz gelişmişliği neye göre kıyaslıyoruz, biat kültürüne göre mi, kadınları cinsel obje olarak gören zihniyete göre mi yoksa bütün yenilikleri takip eden, bilimsel verilere göre mi?

Çok çalışmak lazım çoook!!!!!!!!