Bizler, çoğu insanın yaşamak isteyeceği güzellikteki yerleşkelerden birinde yaşıyoruz. Denizi, soğuk akarsuları, 15-20 km gidince ormanlık alanı, ulaşımı kolay yaylaları olan bu güzel yerleşimin değerini yeterince bilmiyoruz.

Geçenlerde sosyal medyada ve gazetelerde çıkan bir haber kendi aramızda konuşup şikayet ettiğimiz önemli bir konuyu gündeme getirdi. Hepimiz için önemli bir sorun olan çevre kirliliği.

                 Çevremizi kirli kullanıyoruz. İnsanların denizden yararlanmak için tatile geldiği denizlerimizin sahillerini kirletiyoruz. Sahil kenarına oturup; içilen içeceklerin şişeleri, yenen yiyeceklerin artıkları ve paketleri, kabuklu yemişlerin artıkları sahillerde çevre kirliliği yapmaya devam ediyor. Sabahları sahillere gidenler bu çirkin görüntüler ile karşılaşıyor.

               Ormanlık alanlarda keza aynı görüntüler. Oralarda keyif yapmaya gidenler, yediklerinin artıklarını ve içtiklerinin şişelerini rastgele atıyorlar. 

               Park, bahçe ve banklarda oturanlar yedikleri kabuklu yemişlerin kabuklarını yerlere atıyorlar. İçtikleri sigaraların izmaritlerini yerlere atarak görüntü ve çevre kirliliği yapmaya devam ediyorlar.

               Marketten paket içinde aldığı bir şeyin paketini açıp atığını rastgele atanlardan azımsanmayacak kadar çok. Çöpleri çöp kutularının dışına atarak hem kötü bir görüntü, hem de çevre kirliliğine katkı sunuyorlar.

                Araç ile giderken yedikleri yemişlerin paketlerini, içtikleri içeceklerin şişelerini, ellerini sildikleri peçeteleri bile aracın camından dışarı atıyor.

               Birçok yurttaş elindeki çöpü çöp kutusu bulana kadar taşımıyor. Elinde çöp oluşur oluşmaz hemen yere atmayı bir yetenek olarak görenler azımsanmayacak kadar fazla.

               Birde yerlere tükürenler var ki, pes yani. Adeta herkesin sağlığını tehdit ediyorlar.

               Birde bu alışkanlıkları kendi çocukları veya başka çocuklarının gözü önünde yapınca durum gittikçe daha kötü hale geliyor. Çocuklar söylenen sözden çok yapılan davranışları örnek alırlar. Böyle olunca çocuklar bu olumsuz ve kötü alışkanlıkların kendilerince yapılmasını bir hak olarak görmeye başlarlar. Bunu alışkanlık haline dönüştüren çocuklar toplu yaşam alanlarında aynı davranışları sergilemeye devam ederler. Bunun sonucu olarak yaşadıkları toplu yaşam alanları sağlıksız bir ortama dönüşür.

               Çöp konusu sadece Alanya’nın değil bütün ülkenin önemli sorunlarından birisi. Her insan için yaşadığı alan değerlidir. Ama bu değerliliği sadece sözde bırakmamak gerekiyor. Yaşadığımız yere verdiğimiz değer ona sahiplenmemizle orantılıdır. Yaşadığımız yere sahiplenir, orayı korursak sonuçtan bizler kazanç sağlarız.

               Lütfen yaşam alanlarımızı koruyalım. Yerlere çöp atmayalım. Elimizde bir atık varsa onu çöp kutusuna kadar taşımak bize bir şey kaybettirmez. Eğlenmek ve dinlenmek için oturduğumuz yerlerde yenilen ve içilenlerin atıklarını yerlere değil uygun çöp kutularına atalım. Böylece çok şey kazanırız. Daha temiz bir çevrede yaşamaya başlarız. Temiz çevrede yaşamak bizim daha sağlıklı olmamıza katkı sunar. Temiz ve sağlıklı çevrede yaşamın huzuruna kavuşuruz. Olumlu olaylara zincirleme sahip oluruz. Bunlarda yabana atılacak şeyler değil.

               Temiz ve sağlıklı bir çevreye sahip olmak dileğiyle.