Çok tantanacı toplum olmuşuz. Herkes bol keseden atıp tutuyor. Önder ve örnek olması beklenen liderler başka telden çalıyor. Biri diğerine selam vermiyor, biri el uzatıyor diğeri almıyor, havada bırakıyor. Bazı kendini bilmezler de sosyal medya hesaplarından şehit cenazesine falanca lideri sokmayın, filancayı almayın narası atıyor. Hepsi de biri birine laf sıkıştırıyor, provoke ediyor. Bıktık mı dersiniz; tiksindik mi fark etmez…

İşin en açık şekliyle herkes hakikate asi davranıyor. Ya gerçekler gizleniyor, ya da gerçeklerden kaçılıyor. İşlerine gelince “farklılık zenginlik”; gelmeyince “aynılık düşmanlık” kesiliyor. Ne diyor Yunus: “Dört kitabı ret eden hakikate asidir. Zira tefsir okuyup manasını bilmediler!..” Günümüz insanlarında okuma yazma oranı çok yüksek. İşte burası çok önemli!..

Suriye’de Batı dünyası iç savaş başlatmıştır. Koalisyon hükümetleri kin ve nefretle beslenmiş militanlarını iç ayaklanma için bu topraklara göndermiş ve asilerden oluşan terör örgütleri halkı ayaklandırmıştır. Komşudaki yangının ülkemize sıçramaması için Türk Ordusu da stratejik savaş politikaları geliştirmiş ve halkın çilesine ortak olmuş, çilesini paylaşmada elinden geleni canı pahasın da olsa gerçekleştirme gereği duymuştur. Bu elbette milli bir politikadır. Komşu ülkelerimizin huzur ve güveni Türkiye’nin güvenirliği için de önemlidir…

Türk milleti daima mazlumun yanında yer alan insani görevi için savaştan çekinmemiş bilakis savaşa düğüne gider gibi gitmiştir. Kahraman Mehmetçik yine aynı ruhla yurt içi ve yurt dışında görevini sürdürmektedir. Yeri ve zamanı uygun olduktan sonra Türk Askeri dünyanın her yerinde bulunmalıdır. “Bizim orada ne işimiz var!..” cümlesi dünya barışına hizmet etmez. Dünya idaresinin barışçı olmayan petrol severlere bırakılması doğru değildir!.. Yurtta sulh da; cihanda sulh da Türk askerinin başarabileceği en üst meziyettir!...

Mültecilerin ülkemizde yarattığı tahribatın onarılması elbette zaman alacak ama gelişlerine nasıl üzülmüşsek, kalışlarında ne kadar sıkıntı çekmişsek, gidişlerindeki felaket, gözyaşı, açlık, sefaletlerine de aynı derecede ıstırap duymalıyız. Bu insanlık dramıdır! Ümmeti Hristiyan dünyasına sevk etmek ümmete yakışır mı? Çünkü biz; kaderde TÜRK; İnançta MÜSLÜMANIZ!..

Bodrum kumsalında Ayla bebeği simge yapanlar: Yunan sınırındaki kurşuna ne diyecekler? insan bilerek, görerek, isteyerek ölüme sürüklenir mi? Vicdani politikanın bittiği, insanlığın öldüğü, Müslümanlığın rezil olduğu çağdayız!.. Dünya elbette utanmaz ama Türk Milleti Suriye halkının topraklarına dönmesi ve iç barışı için terörizmi bitirecek, kanının son damlasına kadar mücadele edecek güç ve azimdedir. “Ezelde dolmamış şehitler tepesi ebette de dolmaz” boşta kalmaz! Tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve yüce milletimize sabırlar dilerim!..