Gözlem, duyum ve izlenimlerimize göre koalisyon dönemlerinde partilerin yetkilileri oturur, konular üzerinde anlaşma sağlar, ortak hükümet kurulurdu. Şimdi hükümet kurmak için herhangi bir anlaşma, sözleşme, müttefik aramaya gerek yoktur. %50+1 ile seçimi alan Cumhurbaşkanı hükümeti meclis dışından yapacağı atamalarla kurmaktadır. Meclis ile hükümetin tek bağı vardır, Cumhurbaşkanı’nın partili olması…

Bu kuşağın en etkin aktörü Milliyetçi Hareket Partisi lideridir. Diğer siyasi partilerin hepsi bu meyanda yön bulmaya çalışmaktadır. Büyük Birlik Partisi lideri de Sn. Destici, Dr. Devlet Bahçeli’nin yolunu izlemeye özen göstermekte; teşkilatlarda mesafeli yaklaşımla Sn. Muhsin Yazıcıoğlu felsefesine uygun tavır sergileme çabası gözükmektedirler…

Muhalefet partilerinin vaziyetten vazife çıkartma telaşı ile ittifak yerine işbirliği kelimesini tercih etmektedirler. Cumhuriyet Halk Partisi ile İyi parti arasındaki görüşmeler sancılı geçmekte,  Cumhuriyetin kurucu partisi ile en iyi muhalefet iddaasıyla öne çıkan İyi partinin önde yer alma gayreti ikili arasında kıskançlık yaratmaktadır. Bu davranış diğer lehtarlarını da kararsızlaştırmaktadır.. Bu egoyu aşmaları gerekmektedir…

Cumhur ittifakının erozyona uğratılmaması, Yenikapı ruhunun sürdürülmesi yönünde Sn. Cumhurbaşkanı ve Sn. Bahçeli kararlı tutum sergilemekte; iktidar lehtarı seçmenin muhalefete kaymaması için tedbir almakta, beka meselesi üzerinde durmaktadırlar. Yerel seçim sürecinde karşılıklı jest beklentileri ve jestler dikkat çekmektedir. Cumhur ittifakı yerelde de yol haritasını çizmiştir.  Yük belediye başkan adayları ve Meclis listelerinin üstündedir. Seçmenden lider talimatı doğrultusunda sandıkta oy kullanmaları arzulanmaktadır!...

İktidarın gücü önemlidir. Muhalefettin lider tartışması dengeler üzerinden yürütülmektedir. Sn. Kılıçdaroğlu veya Sn. Akşener’den birisinin; “Sizi, karşılıksız destekliyorum, millet ittifakı ruhuna devam…” demeyeceği açıktır. Saadet Lideri Sn. Karamollaoğlu’da denge unsuru olarak yerini korumaktadır. HDP’yle millet ve cumhur ittifakının kırmızı çizgi uydurmaları tabanda seçmeni germekte, kafalarda kin ve öfke absesi oluşturmaktadır. Siyaset kurumu milli birliğe giden uygun yol haritasını kontrol etmelidir…

Halkın köy kahvesinde çay, sohbet, oyun vakti içeri giren delikanlı hızla köşeye geçip, “Eeeeyt!.. Var mı bana yan bakan!...” diye  efelenmiş ama kimse yerinden kıpırdayamamış. Korku salonu sarmış. Ne yapacağı belli değil… Çelimsiz, zayıf, güçsüz görünümlü yiğit hemen dalikanlının yanına koşmuş, bıyığını kıvıratarak bağırmış, “eeeyt!... var mı ikimize yan bakan!..” O da, öncekinden güç almış.. İşte günümüz ittifaklarının özeti: Var mı bize yan bakan!..