Yabancı yerleşim süreci ve üretkenlik açısından da Suriyeliler konusunu değerlendirmek şarttır. Elbette cümlelerin kapsamını bazı partici politikacı arkadaşlarımız kabul etmek istemeyeceklerdir ama muhalefet yapmak her daim kolaydır. İktidar olunca bakış açısı daha farklılaşır: Muhalefetteki olmaz direnişi kırılabilir…

Sürekli şikâyetçi olunan Suriyeliler ile ilgili Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Uyum İletişim Dairesi Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada farklı konular gündeme düşmüştür. Suriyelilerin istihdam ve üretkenliğine yönelik çalışmalar “uyum buluşmaları” toplantılarında kamuoyu ile paylaşılmaktadır. Suriyeliler tarafından Bursa’da bu güne kadar 400’ü aşkın fabrika kurulduğu, bir o kadar da yatırımın, başka uyruklu insanlar tarafından kurulduğu açıklanmıştır…

Üretken toplumdan elbette şikâyetçi olunmaz. Keşke bu fabrikaları barış, huzur ve güven içinde Suriye toprakları, öz vatanlarında kurabilselerdi. Göç alan kentlerde nasıl ki sorunlar artıyorsa bir o kadar da üretim, istihdam sahaları, yatırımlar artmaktadır. Yerli halkın bakış açısı her sahada olumsuzluklar üzerinde yoğunlaşır. Bireysel meseleler adalet ve hukukun sahasındakiler göz önünde bulundurulur. Edebi, adabı, ahlaki ölçülerdeki yeni yerleşimleri kimse lanetlemek istemez ama öyle olmuyor işte…

Suriyelilerin şirketleşme oranı da her geçen gün artmaktadır. 8 Bini aşkın, Suriye sermayeli ve Suriyeli ortaklı şirketin kurulduğu da ilgili kurumlarca açıklanmaktadır. Suriyeliler ile yapılan ticaret yolları Türkiye ve silahlı guruplarla birlikte kontrol edilen bölgeler üzerinden ihracat yapıldığı ve ürünlerin ülke geneline iç ticaret yoluyla yayıldığı, ithalatında yine söz konusu gurupların kontrol ettiği sınır bölgeleri üzerinden yürütüldüğü açıklanan bilgiler  arasında yer almaktadır…

Savaşa rağmen Suriye ile ticarete devam edilmektedir.  60 milyon doları aşkın ithalat yapıldığı medyada yer almaktadır.  Zeytinyağı, patates ithalatı ile ticaret gündeminin korunduğu aşikârdır. Her geçen gün savaştığımız bir ülke ile aynı zamanda ticaretimizde artmaktadır. Aslında Suriye savaşının yönü DEAŞ, PYD/PKK ile mücadele ve ABD ile güven dengeleme hedefine dönmüştür…

Sığınmacı Suriyeliler için Suriye Devlet Başkanı, Beşar Esad’ın, “ülkemde ne kadar namussuz, korkak, hain, asalak varsa  hepsi kaçtı…. Defettim! Bundan sonra onları kabul eden devletler milletler düşünsün! Ülkelerinde milyonlarca asalağa bakıp, tecavüz ve hırsızlıklara göz yumacaklar..” şeklindeki söylenti de ilginçti. Suriye savaşında yeniden başa mı dönülüyor!?..