Son günlerin tartışma noktası Anadolu’nun Türkleşmesi ve Selçuklu İmparatorluğunun kuruluş mekanları 1071 Malazgirt meydan muharebesi üzerinde yoğunlaşırken Ahlat’ta Cumhurbaşkanlığı sarayı yapılmasına doğru yol almıştır…

Osmanlı İmparatorluğunun Doğu Beyazit’te Topkapı Sarayının küçültülmüş planıyla yapılan İshak Paşa sarayı sağlıklı yapıda durmaktadır. Tarihi eserlerin hem turizme açılmalı, hem de kullanarak korunmalıdır. Zaman gelir Ahlat’ta çok daha öneli yatırımlar olur…

Yapılan her yatırım lüks de olsa halkın parasıyla yapıldığı için milli bir yatırımdır. Şaşalı görünümü, bol keseden harcanması ile ortaya çıkacak mali dengelerin sorumlusu yanlış ise de doğru ise de yapan iktidarın payesine yazılacaktır…

Nihayet Ankara’da yaptırılan Cumhurbaşkanlığı Sarayı için, Sn. Dr. Devlet Bahçeli bile söylemedik söz bırakmamışlardı. Her şey döndü dolaştı bu mekânda birleşmeyi gerektirdi. Son saray davetine liderlerin katılması daha dikkatli olunması gerektiğine açıkça şahitlik etmiştir…

Ülkenin geleceği politikanın gündemi dışında siyasetin hedefi ile ölçülmektedir. İçinde bulunduğumuz Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi parçalanmış politik karelerin bütünleşmesinde önemli gelişmeleri ortaya koymaktadır. Toplum tabanında en çok dikkat çeken İyi Parti Genel Başkanı Sn. Meral Akşener’in de davette yer almış ve Cumhurbaşkanı Sn. recep Tayyip Erdoğan’la tokalaşmış olmasıdır. İkisi de daha iyi bir Türkiye ideali taşımaktadır…

“Vatan için elini taşın altına koymak” her siyasetçi için bedel ödeme vaadidir. Halk, cumhur ittifakının elini taşın altına koymak suretiyle risk aldığını iddia ediliyor. Millet ittifakı ekibinin de aynı riski almış olabileceğini kabul etmek ve ülke geleceği için risk ortamlarında devletin daha güçlü savunma kaynaklarının bulunduğu iç ve dış düşmanlara gösterilmelidir. Yerel seçimlerde de iktidara yaklaşmak isteyenler için ittifak kavram olarak şarttır…

Politik savunmalar, güncel hesaplaşmalarla birlikte milli değişim ve gelişim sürecini hedefe yönlendirmektedir. Türkiye, Coğrafi alandaki konumu, demografik yapıdaki tutumu, fikir ve dişince sahasındaki gelişimi milli ülkülere yönlendirmektedir. Önümüzdeki süreç, sen-ben dedikodularında öteye sistemin daha iyi işletilmesi yönündeki çalışmalar olacaktır…

Milli birlik ve milli ülkü gereği daveti yapan iktidar da; davete katılan muhalefet de doğru hareket etmişlerdir. Taraftarlarının parti ve liderlerini haksızca eleştirmeleri kindar, bilinçsiz davranışlardır. Herkes eteğindeki taşı döküp, sevgiyle kucaklaşmaya yönelirse Türkiye daha iyi konumda olacaktır!…