Çin’de ortaya çıkan ve ölümlere yol açan korona virüsün tüm dünyada olduğu gibi ülkemizi hem halk sağlığı hem de ekonomik yönden olumsuz etkilediğine dikkat çeken Meclis Başkanı Ekinci, “Virüs nedeniyle hayatına kaybeden tüm insanlara ve hemşehrilerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı ve sabır diliyorum. Hastalıkla mücadele eden herkese de acil şifalar diliyorum. Hep birlikte zor zamanlardan geçiyoruz. Bütün duamız bu dönemin en az can kaybı ve hasarla geçmesidir. Umarız kayıplarımız daha fazla artmadan bu zorlu dönemi biran evvel atlatırız” diye konuştu.

Ekinci, bu dönemde fedakarca çalışan sağlık çalışanlarına, serasında, tarlasında üretim yapan çiftçilere ve besicilere, girdi sağlayan tedarikçisinden lojistiği gerçekleştiren şoförlere kadar tarımsal ticareti aksatmayan herkese teşekkür etti. Erdoğan, TBMM’nin açılışının 100’üncü yılı ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlarken, Ramazan ayının hayırlara vesile olmasını diledi.

ÇANDIR TARIM VE EKONOMİYİ DEĞERLENDİRDİ

ATB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, korona virüsten etkilenen tarıma ve ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulunurken, virüsün etkilerinin azaltılması için yaptıkları çalışmalar hakkında üyelere bilgi verdi. Şubat ayı toplantısında korona virüs salgınının İran’da görülmesiyle teyakkuzda olunması gerektiği uyarısında bulunduğunu anımsatan Çandır, “Nitekim 15 gün gibi kısa bir süre sonra 11 Mart tarihinde ülkemizde de ilk vakanın görülmesiyle tarımdan ticarete, sanayiden turizme, eğitimden sosyal hayata ve inşaattan ulaşıma kadar tüm sektörlerde ciddi hasarlar oluştu” dedi.

2020 yılı için beklentilerin tamamen geçersiz kaldığını söyleyen Çandır, virüsün sağlığın yanında tüm sektörler üzerinde ani duruş etkisi yaptığını kaydetti. Her ne kadar belli bir durağanlıkla seyrini sürdürse de salgına karşı önlemlerin gevşetilmemesi gerektiğini kaydeden Çandır, “Salgının sağlığımızı tehdit düzeyi bir zirve yapmış ve belirli bir durağanlıkla seyrini sürdürmektedir. Dolayısıyla, uyguladığımız tedbirlerle kontrol altına alınmaya başlanılan salgına karşı dikkatimizi en üst düzeyde tutmalıyız. Çünkü hala bir aşı ve tedavi kesinliği yok. Virüs insandan insana çok kolay ve hızlı bulaşmaya devam ediyor. Tüm bu gerçekleri göz ardı etmeden artık ekonomiyi ve işimizi-gücümüzü de dikkate almalıyız” diye konuştu.

"VİRÜSLE YAŞAMAYI ÖĞRENMELİYİZ"

Korona virüsle yaşamayı öğrenmemiz gerektiğini kaydeden Çandır, tüm sektörlerin hijyen ve sosyal mesafeye dikkat ederek üretim faaliyetlerini sürdürmesi gerektiğini söyledi. Çandır, “Özellikle hizmet ve sanayi sektörlerinde mesafe konusu doğrudan kapasite düşürücü ve maliyet artırıcı etki oluşturmaktadır. Bu konuda tarım sektörü, işinin doğası gereği bir kolaylığa sahip bulunmaktadır. Bizler zaten mesafeli çalışmayı özendiren bir yapıdayız. Sektörümüz için acilen ve hızla uygulanması gereken konulardan biri de üretim artışını özendirici tedbirlerdir. Uzun bir süredir sözü edilen hazine arazilerinin tarımın içinde bulunan meslektaşlarımıza tarımsal faaliyet için hızla tahsis edilmeye başlanması daha bir önem kazanmıştır” diye konuştu.

"TARIM DİJİTALE AYAK UYDURMALI"

Tarım sektörünün dijital çağa ayak uydurmasının zorunluluk olduğunu ifade eden Çandır, "Açıkçası işin üretim kısmında sahip olduğumuz doğal kaynaklar ve işgücü maliyetleri ile mekanizasyon ve akıllı teknoloji kullanım maliyetlerini karşılaştırdığımızda alışkanlıklarımızdan vazgeçmemiz zor. Ancak başlangıç aşamasında çevrimiçi pazarlama ve satış konusunda hızlı karar vermeli ve zaman kaybetmeden mesafe kat etmeliyiz. Değişmemiz ve alışkanlıklarımızdan vazgeçmemiz biraz zaman alabilir. Ancak değişen koşullara ve yeni usule de ayak uydurmak zorundayız. Hububat gibi raf ömrü uzun, belirli standartlarda üretmenin kolay olduğu ve sertifikalı üretime dayanan bazı ürünlerde ülke olarak kısmen ayak uydurduk. Ancak bunu geliştirmeliyiz. Raf ömrü kısa, standartlara uyumu meşakkatli ve sertifikasyonu nispi olarak zor olan diğer ürünlerde de uyum için kendimizi daha fazla zorlamalıyız. Bu konuda Borsa olarak Ur-Ge projemiz kapsamında bazı çalışmalarımız oldu ve olmaya da devam edecek. Önümüzdeki günlerde yeterli talebin oluşması durumunda tüm üyelerimize açık olacak çevrimiçi eğitimlere de başlamayı düşüyoruz. Umarım yeterli sayıyı yakalar ve çağın gerisinde kalmayız" mesajını verdi.

"TARIM STRATEJİK VURGUSU"

Yaşanan dönemde tarımın stratejik bir sektör olduğunu bir daha gösterdiğini söyleyen Çandır, ”Tedarikinden üretimine ve işlemesinden lojistiğine kadar tam bir stratejik değer zinciridir. Nitekim uzunca bir süredir ihmal edilen tarımın önemi de adeta yeniden keşfediliyor. Kendi kendine yetmenin ne kadar önemli olduğu tüm devletler tarafından net bir biçimde anlaşılıyor” dedi.

Yaşananların tarımın stratejik sektör olarak kabul edip, korumaya alınması gerektiğini ortaya koyduğunu ifade eden Çandır, şunları söyledi:

“Şimdiye kadar tarıma stratejik sektör tanımı yapmada ve bu tanımın gerektirdiği pozitif ayrımcılığı sağlamada başarısız kalınmış olsa da şimdi önemli olan bu tanımın artık bir sektörel konu olmaktan çıkıp uluslararası bir konu haline geldiğini görmektir. Önümüzde özellikle tarımla ilgili tüm faaliyetler konusunda tam bir ulusal korumacılık kalkanının olacağı gerçeği durmaktadır. Bir an önce memleketimizin tarımını, tam bir değer zinciri olarak görüp stratejik sektör statüsünde koruma altına almalıyız ve pozitif ayrımcılık yapmalıyız. Eğer bu gerekliliği yerine getirebilirsek kesinlikle göreceğimiz sonuç; üretimde katlayan artış, maliyetlerde düşüş ve küresel rekabette avantaj sağlamak olacaktır.”

ATB olarak korona virüsün sektör üzerine etkilerini azaltmak için çok sayıda girişimde bulunduklarını anlatan Çandır, üyelerden gelen sorun ve taleplerin TOBB Başkanı Rifat Hisarcıkloğlu, Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli ve tüm ilgililerle paylaştıklarını bildirdi. Çandır, yerel düzeydeki problemlerin de Vali Münir Karaloğlu ve ilgili müdür ve yetkililerle paylaştıklarını söylerken, “Hemen belirtmeliyim ki hepsinden büyük ilgi ve olumlu tepkiler gördüm. Bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.

"BORSA ÜYELERİNİN YANINDA"

Çandır, yaptıkları çalışmaları anlatarak, "Korona virüs sonrası meslek komiteleri üyelerimizle, kentimiz süs bitkileri sektöründe yer alan paydaşlarla ve Antalya Tarım Konseyi üyelerimizle görüşmelerde bulunduk. Anketler ve raporlar hazırladık. İlgili raporlarımızı hızlı bir biçimde tarım, ticaret, dışişleri bakanlarımız, Antalya milletvekillerimiz ve TOBB başkanımız ile paylaştık. Talep ve önerilerimizden bazıları sizlerinde takip ettiği gibi karşılık buldu. Henüz bulmayanları ise takip ediyoruz. Bu taleplerimizin başında koşulsuz şartsız tüm üreticilerin en az iki yıl olacak biçimde kredi ödemelerinin ertelenmesi geliyor. Bu talebimiz vadesi gelen ödemeler için önce iki ay, pazartesi günü ise 6 ay ertelenme olarak gerçekleşti. Ancak biz yinede 2 yıl olması lobi faaliyetlerimizi devam ettireceğiz. Üretim sezonu öncesi çeşitli girdilerin devlet tarafından üreticilere hibe edilmesi ise bir diğer önerimizdi. Bu konuda çeşitli ürünlerin tohumlarının 21 ilde dağıtımı metodu izlendi. Ancak kentimizi yakından ilgilendiren fide ve diğer girdilerin üreticilere hibe edilmesi için talebimizin takipçisi olacağız. Kesme çiçek sektörü için “Korona virüs Tazminatı” talep etmiştik. Henüz olumlu bir sonuç alamadık. Ancak ısrarla takip etmeye ve bulunduğunuz her ortamda dile getirmeye devam ediyoruz. 2019 yılı süt primi desteklerinin acilen ödenmesini talep etmiştik. Talebimiz gerçekleşti. Ancak artan yem fiyatları nedeniyle sektörel zorlukların devam ettiğini de unutmamız gerekir. Ürünlerimizin nakliyesini sağlayan şoför arkadaşlarımızın vize işlemlerinin önceliklendirilmesi ve tampon bölge gibi taleplerimizde karşılık buldu. Uçak kargo fiyatlarının düşürülmesi ve sektörümüzün mücbir sebep kapsamına alınması gibi taleplerimizin de takipçisi olmaya devam edeceğiz. Burada belirttiğim ve raporumuzda da yer alan taleplerimiz, sektörümüzün direncini koruması bakımından hayati derecede önemlidir. Umarım en kısa sürede uygulamaya alınır" şeklinde konuştu.

"LOBİ FAALİYETİNDE BULUNDUK"

Korona virüs nedeniyle planlanan bazı toplantı ve eğitimlerin ertelendiğini belirten Başkan Çandır, 2 aylık dönemde yaptıklarını şöyle özetledi:

"Sektörümüzün sorunlarının çözümü için lobi faaliyetlerinde bulunduk. Üretime ara vermenin söz konusu olmayacak sektörümüz için, sokağa çıkma yasağı ve çalışma saatleri gibi düzenlemelerde aktif bir rol üstlendik. Tarımsal faaliyetlerin aksamaması için hoşgörü gösteren ve emek sarf eden; Valimiz Sayın Münir Karaloğlu’na, İl Jandarma Komutanımız Tuğgeneral Sayın Tekin Aktemur’a, İl Emniyet Müdürümüz Sayın Mehmet Murat Ulucan’a ve Tarım ve Orman İl Müdürümüz Sayın Gökhan Karaca’ya ve kurumlarımıza teşekkürü borç biliriz. Bakanlarımız, Valimiz, TOBB Başkanımız, Büyükşehir ve ilçe belediye başkanlarımız ve yerel yöneticilerimizle sık sık web tabanlı bir araya gelerek üyelerimizin sorunlarını aktardık. TOBB Nefes Kredisi’ne 3. kez başlattık. Borsamız üyesi ancak şahıs işletmesi olan üyelerimizin Halk Bankası’nın ‘Can Suyu’ paketinden yararlanmasını sağladık. Yazılı ve görsel medyada Borsamız görüşlerini dile getirerek kamuoyunu bilgilendirmeye ve taleplerimizi yinelemeye devam ettik."

Çandır, Borsa olarak her yıl TOBB’un da katkılarıyla hazırladıkları ve üyeler aracılığıyla ihtiyaç sahiplerine ulaştırdıkları gıda yardımlarını bu yıl koronavirüs nedeniyle Valilik ve Büyükşehir Belediyesi aracılığıyla ilettiklerini kaydetti. “Ramazan ayının dayanışmanın en üst seviyede yaşadığımız günler olduğunu vurgulayan Çandır, “Bu yıl bireysel yardımlarımızı da bütçemizin elverdiği oranda artırmamız gerektiğini düşünüyorum” dedi. Ramazan ayının ülkemiz ve dünyaya sağlık getirmesini dileyen Çandır, “Sorunlarımızın giderek azaldığı ve yok olduğu bir bayram geçirmemiz temennisi ile hepinizin bayramını şimdiden kutluyorum” diye konuştu.

Meclis’te üyeler korona virüsten etkilenen sektörleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.