17 yaşında Fenerbahçe’den profesyonel sözleşme teklifi almasına rağmen hayalleri için Portekiz 3. Ligi’ne gitti. Kısa süre sonra Sporting Lizbon oradan da Alanyaspor’a geldi. Süper Lig’deki 16 maçıyla tüm dikkatleri üzerine çekti. A Milli Takım formasını da sırtına geçiren ve İtalya’da muhteşem bir sezonu geride bırakan Merih Demiral Avrupa devlerini peşine taktı. 21 yaşındaki milli gururumuz futbol hayatını, yaşadıklarını tüm detayları ile FANATİK’E anlattı...

Fenerbahçe’ye 13 yaşında transfer oldum. Sırasıyla U14, U15, U16, U17 ve U21 takımlarında oynadım. Aynı zamanda Milli Takım’da da alt yaş kategorilerinde forma giyiyordum. 17 yaşında Vitor Pereira döneminde idmanlara çıkmaya başladım.

‘A Takım’a Vitor Pereira çağırdı’

A Takıma yükselmemi alt yapı hocalarının verdiği raporlar sağladı. Hasan Kemal Özdemir o dönem beni çok destekledi. O benim A Takım’a çıkmamı istiyordu. Ama Vitor Pereira ilk antrenmanda beni gördükten sonra sürekli çağırmaya başladı. O dönem sportif direktör Terranao da beni çok beğendiğini söylemişti. O zamandan beri A Takım ile idmanlara çıkmaya devam ettim.

‘Fenerbahçe asgari ücret teklif etti’

Fenerbahçe, 2015 yılında Türkiye Kupası’nda oynayacağımız Antalyaspor maçı öncesi bizi profesyonel yapmak istedi. Samet Karakoç, Ahmethan Köse, Yiğithan Güveli ve sağ bek Abdurrahman Canlı ile birlikte bize asgari ücretten profesyonel sözleşme teklif edilmişti. Asgari ücret o zaman Bin TL’ydi. Arkadaşlarım kabul etti ama ben etmedim. O dönem isteksiz davrandım çünkü Avrupa hayalim vardı.

‘Abdullah Avcı bana mesaj attı’

Tam ayrılacağım dönemde Başakşehir benimle görüşmek istedi. Hatta Abdullah Avcı bana mesaj attı. O mesaj hâlâ telefonumda duruyor. Bu beni gururlandırmıştı. Abdullah hocaya çok teşekkür ettim. Onunla çalışmak ayrı bir deneyim olabilirdi ancak ben Avrupa’ya gitmek istediğimi söyleyerek teklifi kabul etmedim. Küçük yaşlardan beri çalıştığım ekibimle Portekiz’e gitme kararı aldık.

‘Fenerbahçe asgari ücret teklif etti’

Fenerbahçe, 2015 yılında Türkiye Kupası’nda oynayacağımız Antalyaspor maçı öncesi bizi profesyonel yapmak istedi. Samet Karakoç, Ahmethan Köse, Yiğithan Güveli ve sağ bek Abdurrahman Canlı ile birlikte bize asgari ücretten profesyonel sözleşme teklif edilmişti. Asgari ücret o zaman Bin TL’ydi. Arkadaşlarım kabul etti ama ben etmedim. O dönem isteksiz davrandım çünkü Avrupa hayalim vardı.

‘Abdullah Avcı bana mesaj attı’

Tam ayrılacağım dönemde Başakşehir benimle görüşmek istedi. Hatta Abdullah Avcı bana mesaj attı. O mesaj hâlâ telefonumda duruyor. Bu beni gururlandırmıştı. Abdullah hocaya çok teşekkür ettim. Onunla çalışmak ayrı bir deneyim olabilirdi ancak ben Avrupa’ya gitmek istediğimi söyleyerek teklifi kabul etmedim. Küçük yaşlardan beri çalıştığım ekibimle Portekiz’e gitme kararı aldık.

‘Avrupa kararını 16 yaşında verdik’

Avrupa’ya gitme fikri 16 yaşından itibaren aklımdaydı. Bu kararı ekibimin beyin takımı olan menajerim Cenk Melih Yazıcı ve kişisel gelişim uzmanım olan Tayfun Kıy ile birlikte almıştık. Ama profesyonel olarak kendimi gösterebileceğim ve forma giyebileceğim bir takıma gitmek istiyordum. Elbette 3. Lig’e gitmek çok büyük bir riskti ama ülkeye adaptasyonumu sağlama adına oynayabileceğime inandığım Alcanenense’yi tercih ettim. Ben basamakları tek tek atlamak istiyordum. Bu tercihimin doğru olduğunu sezon sonunda daha iyi anladım. O yüzden ekibime bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Bana çok doğru bir kariyer planlaması çizdiler. Hâlâ o yolda emin adımlarla yürüyoruz.

‘Zorlukları öğrenerek aştım’

Alcanenense dönemi çok zor geçti. Çünkü dil bilmiyordum. 4 ay gibi kısa sürede Portekizceyi öğrenmeye başladım. Oradaki hocalarım da sağ olsun bana yardımcı oldular. Tesislerin durumu çok kötüydü, yemek konusunda sıkıntılar yaşadım. Motivasyonumun kaybolmaması için zor olan tarafları hiç dert etmedim. Ben işin öğrenme tarafına baktım. Daha çok tecrübe edinmeye çalıştım. Zaten 4-5 ay sonra da Sporting Lizbon’a transferim gerçekleşti.

‘Sporting idmanlarımı bile izliyordu’

Alcanenense’de oynadığım dönemde Benfica, Braga ve Sportig Lizbon’un beni takip ettiğini duydum. Bu durum beni acayip mutlu etmişti. Hocamız Sporting Lizbon’nun scoutlarına benden bahsetmişti. Sportingliler idmanlarımı ve maçlarımı uzun süre takip ettiler. Beni ilk onlar keşfettiler. O dönem Jorge Jesus da benim için olumlu rapor veriyor ve transfer edilmemi istiyor. Sporting Akademisi dünyanın en önemli akademilerinden biri. Gelişimimi burada daha hızlı sürdüreceğimi düşündüm. Ekibimle Sporting Lizbon’un benim için doğru bir tercih olacağını düşünerek kararımızı bu yönde verdik.

‘Saça değil futbola bakıyorlar’

Bu cümleyi daha önce de kurmuştum. Türkiye’deki alt yapılardan çok farklılar. Saçına başına değil, oynadığın futbola bakıyorlar. İdmanlarda kemik sesleri geliyor. Kimse çıkıp da niye sert girdin demiyor. Çünkü bunlar futbolun doğasında olan şeyler. Öncelikle kısa süre de olsa Sporting Lizbon U19 takımında forma giydim. 20 yıl aradan sonra Portekiz’de şampiyon olduk. Porto, Braga ve Benfica gibi önemli takımların alt yapılarıyla maçlara çıktık. Şu an dünyanın önemli kulüplerinde forma giyen oyuncularla karşı karşıya oynadım. Bu benim için inanılmaz bir tecrübeydi. Orada durmam kısa sürdü ve Sporting Lizbon 2’takımına yükseldim. 2. Lig’de de 1 sezon forma giydim ve zaman zaman Jorge Jesus beni A Takım idmanlarına da çağırıyordu.

‘Oynamayı tercih ettim’

Alanyaspor transferinden önce Sporting Lizbon’da A Takım kampına davet edilmiştim. 19 yaşındaydım ve benim için büyük bir şanstı. Önemli futbolcularla bir aradaydım. Kamptan sonra hocamız Jose Peseiro beni takımda dördüncü stoper olarak düşüneceğini söyledi. Bende Sporting’ten elit bir sporcu olmak için ayrıldım. Oynayarak gelişeceğimi, geliştikçe daha elit olacağımı bildiğim için Sporting’de dördüncü stoper olarak kalmak istemedim. Süre alıp sürekli oynayabileceğim bir kulübe gitmek istedim. Sporting de beni oynatmaktansa gitmeme izin verdi. Alanyaspor beni istiyordu ve ben oynayacağıma inandığım için orayı tercih ettim. Burada kendimi gösterip tekrar Avrupa’ya döneceğime inandım. İyi ki bu kararı almışız.

‘De Zerbi beni istedi’

Sassuolo’ya transferimin bu kadar çabuk olacağını beklemiyordum. Ama Alanyaspor’da oynadığım son iki ayda Avrupa kulüplerinin beni izlemeye geldiğini duymuştum. Özellikle İtalyan kulüpleri çok yakından takip ediyordu. İtalya’dan çok daha önemli kulüpler beni istemesine rağmen Sassuolo teknik direktörü De Zerbi’nin bana karşı ayrı bir ilgisi olmuştu. Hatta açık açık medyaya beni istediğini söylemişti. Ben de oynatacağını düşündüğüm için tercihimi buradan yana kullandım.

‘Kararı kulüple beraber veririz’

İtalya’da muhteşem bir kulüpte, Sassuolo’da oynuyorum. Hocası, yönetimi ve taraftarı beni inanılmaz kucakladı. Bana güvendiklerini gösterdiler. Çok genç bir kadromuz olmasına rağmen, İtalya’nın dev kulüplerine karşı çok önemli mücadeleler ortaya koyduk. Burada çok mutluyum. Ama benim hayallerim çok büyük. Dünyanın önemli kulüplerinin beni istediği konuşuluyor. Ama ben de sizin gibi sosyal medyadan takip ediyorum. Yani bana gelen somut bir şey yok. Zaten böyle bir talep gelirse son kararı kulübüm ve ekibim birlikte verecektir.

‘Avrupa hedefim için Alanya’ya geldim’

Alanyaspor Emre Akbaba ve Vagner Love gibi oyuncuları parlatıp büyük kulüplere satmıştı. Aynı zamanda Süper Lig’in pozitif futbol oynayan takımıydı. İlk aşamada Başkan Hasan Çavuşoğlu beni iki yıllığına kiralamak istedi. O dönem Sporting Lizbon’da bir karışıklık söz konusuydu. Hatta taraftarlar tesisleri basmıştı. Nihayetinde zorlu bir sürecin ardından menajerim Cenk Melih Yazıcı 45 milyon Euro’luk serbest kalma maddemi 3.5 milyon Euro’ya düşürmeyi başardı. Şunu mutlaka belirtmek istiyorum. Alanyaspor’a gelme amacım futbol hayatımı burada sürdürmek değildi. Amacım hem Alanyaspor’a katkı sağlamak hem de Avrupa hedefim için uygun olan bu ortamda başarılı olup tekrar Avrupa’ya dönmekti.

‘Oynamak için savaşıyorum’

Sassuolo kadrosuna baktığınız zaman kadroda önemli 5 tane stoper vardı. Marlon, Magnani, Lemos, Ferrari ve Peluso. Bu saydığım oyuncular çok değerli ve tecrübeli stoperler. Böyle oyuncularınız olduğu zaman rekabet kendiliğinden oluşur. Rekabetin de başarıyı getirdiğine inanıyorum. Ayrıca pes etmeyi sevmeyen, forma için savaşan bir yapıya sahibim. Uzun süre yedek kalmaya tahammülüm yok. İşimi ciddiye alıyorum, antrenmanları maç temposunda yapıyor ve karakterimi ortaya koyuyorum. Oynamadığımda ise sertleşen ve agresifleşen bir yapım var. Sağ olsun hocam da antrenmanlarda verdiğim emeği gördü ve formayı bana verdi. Ben de maçlarda elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım.