Özlenen Türkiye’yi düşünüyorum. Umudum odur ki Türkiye iyi olacak. Her gün yeniden doğan güneş umutlarımızı özlenen Türkiye aşkıyla okşuyor. Özgürlük coşkusu, demokrasi heyecanı, adalet güvencesi, kalkınma endeksli, işsizliğin asgariye indiği, ekonominin düze çıktığı, barışın zirve yaptığı, kaynaklarının doğru kullanıldığı milli ve güçlü Türkiye!

Aşılması gereken en önemli sorunların başında Batılının “şark meselesini, Türk meselesi” görmesidir. Bu bir diplomatik savaştır. Ortadoğu, Körfez savaşı ile kaşınmaya başlanmıştır. Anadolu, etrafı ateş çemberi, her an patlamaya hazır bomba tuzaklı coğrafyadadır. Siyasi iklim sistem değişikliği peşindedir. Kamuoyu araştırma şirketleriyle etki ve baskı sahası yaratılmaktadır. Kutuplaşma kaçınılmazdır…

Partileri, 2019 genel seçimleri ittifaka zorlamaktadır. MHP’nin doğrudan “Cumhurbaşkanı adayımız, Recep Tayyip Erdoğan’dır. Başka adayı olmayacaktır!” açıklamasıyla Büyük Birlik Partisi’nin de aynı ittifakta yer alma arzusunu anlamak kolaydır. Yerli ve milliden söz edilse de “ümmetçilik” ideolojisine yatkın gözükmektedir. Rabia; Tahrir meydanını hatırlatmaktadır…

Muhalif ittifak veya muhalefetin ittifakı da şekillenmeye başlamıştır. İlkeler üzerinde ittifak amacı yaygınlaşmaktadır. 2’nci tura umut bağlanmaktadır. Bu umutsuzluk demektir. Yeni kurulmuş olmasına rağmen atak yapan İYİ parti liderinin halkla ittifak, seçmenle müttefik çıkışı demokratik teamüllerde önemlidir. Yeni Türkiye’ye uzanan yeni siyasetin hedefinde açık ara ilk turda seçimi almak olmalıdır. Kısır ve kısa döngülerle başarıya ulaşmak daha yorucu olur…

Şimdi soralım: Tek kişinin hiper yetkilerle donatılmış bir sisteminde mi; kuvvetler ayrılığının sağlandığı, parlamenter sistemin işlediği, en azından tek adam yetkilerinin birazcık kısıtlandığı daha demokratik sistemle mi yaşamak istersiniz? Oyumun rengini aday değil; sistem belirleyici olacaktır! Ülkücüler demokrasiden yanadır! Ülkümden hiç taviz vermedim!

Aslında yaşadığımız dönemde yeni Türkiye ve ileri demokrasi gündemdeydi ama 2019, daha yeni bir Türkiye, daha da ileri demokrasiye gebe! Yepyeni Türkiye’yi 16 Nisan referandumu, “Evet-Hayır” oylamasının nihai neticesi doğuracak. Rey hesapları şimdiden başlamış, küçük partiler su yüzüne çıkmıştır. 2. Tur her güçlü aday için risktir! Demokrasiye inanmış seçmen politikayı bazen tersyüz eder. Ola ki halka kırılmayınız! Abidik gubidik düşünülmesin…

Seçim günü yaklaştıkça siyaset ısınıyor. Siyaset ısındıkça söylemler sertleşiyor. Söylemler sertleştikçe sokaklarda kıpırtı canlanıyor. Partiler arası transferler hız kazanıyor. Beklenmedik hamleler ortaya çıkıyor. Dileğim eylem ve söylemlerin dozajının aşmaması, heyecana kapılıp şaşmamasıdır. Birleştirici dil önemlidir! Özlenen Türkiye hayal değil; elbette umuttur!