Osmanlı Sarayı ve Genel Kurmayı da aynı şekilde düşünmektedir. Devlet-i Aliyye’yi ancak milletin yapacağı fiilî Mücadele kurtarabilecektir. Sultan Vahideddin Kara Kazım Paşa’ya, “Sulhün temîni görülmeden evvel genç kumandanların işbaşından ayrılmamaları lazım geldiğini” söyler ve  “bütün ümidimiz sizlerdedir” diye ekler…

Milli direniş hareketini bir merkeze bağlamak ve fiilî mücadeleyi yönetmek üzere Mustafa Kemal Paşa seçilir. Sultan Vahideddin’in veliahtlığında yaverliğini yapmış, güvenini kazanmıştır. Çok geniş idari, askeri yetkilerle donatılarak 9. Ordu Müfettişliğine atanır. Ferman-ı Hümayün verilir. Selahiyetname, 30 Nisan 1919 tarihinde onaylanır. İllere gönderilen genelgede Mustafa Kemal’in vereceği emirlere itaat etmeleri, isteklerini yerine getirmeleri istenir…

Osmanlı Hakanı ve Hükümeti işgal kuvvetlerinin ağır baskısı altındadır. “Ecnebiler pek bî-aman. Gece gündüz ne çektiğimi bir Allah bilir, bir ben bilirim. Bizi tazyik ile Meclis-i Meb’usan’ı dağıttırdılar….”  Veda için Yıldız Sarayı’na giden Mustafa Kemal’e Sultan Vahidettin, geçmiş hizmetlerini hatırlattıktan sonra, “Asıl şimdi yapacağınız hizmet hepsinden mühim olablir. Paşa, paşa, Devleti kurtarabilirsiniz!” der. Ve hâtıra  olmak üzere, üzerinde kendi markası bulunan saatini hediye eder… Mustafa Kemal de “”Merak buyurmayınız efendimiz, nokta-i nazarı şahanenizi anladım” diyerek Saray’dan ayrılır….

Eski ve yeni genelkurmay başkanları Fevzi (Çakmak) Paşa ve Cevat (Çobanlı) Paşa ve İstanbul’daki diğer silah arkadaşları ile görüşüp vedalaşarak 16 Mayıs 1919’da İstanbul’dan Bandırma Vapuru ile Samsun’a doğru hareket eder. Bir gün önce, 15 Mayıs 1919’da, Yunanlılar İ’tilâf kuvvetlerinin desteğinde İzmir’e çıkmıştır. Osmanlı camiası büyük bir şok olur…

Osmanlı Meclis’i dağılmış olduğundan, İzmir’in işgali üzerine doğan durumu görüşmek üzere 26 Mayıs’ta bir Saltanat şurası toplar. 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkışı ile yeni bir mücadele dönemi başlar. Havza’dan bütün mülkî amirlere bir ta’mîm göndererek Yunanlıların İzmir’i işgal edişlerinin her tarafta mitingler ve telgraflarla protesto edilmesini ister…

Amasya’da Ali Fuat Paşa, Refet Bele Bey, Rauf Orbay Bey ile görüşen Mustafa Kemal Paşa Kâzım Karabekir Paşa’nın da muvafakatini alarak Amasya ta’mimi olarak bilinen genelgeyi yayınlar. Bu ta’mîm’de,  milli mücadelenin esasları ortaya konulmaktadır...

Tarihin bu seyrinde (nasıl?) olur da;  sağcı ve solcular Cumhuriyet ile Osmanlı’yı; Atatürk ile Vahideddin’i düşmanlaştırır, gençlik arasına kirli bilgi ile nifak sokarlar. (TDT-TMÜD/N.K.oğiu)