Neden yayalar için kırmızı ışık yandığı sırada araç gelmediği sırada bekleyen yayalara ‘enayi’ gözüyle bakılıyor?

Nasıl oluyor da aslında hiçbir vasfı olmayan insanlar hak etmedikleri yerlerde oturuyor?

Neden kışın dondurma yenmez diye saçma bir önyargı var? Aslında yaz kış yenilebilse hasta olma ihtimali daha düşük bunu tüm doktorlar söylüyor.

Neden Alanya’ya Tarkan gelmiyor mesela?

Neden hayvan sahiplenmek, beslemek bu kadar tuhaf geliyor insanlara? Ya da seven, sahip çıkan, besleyen insanlar birilerinin canını sıkıyor, sinirlendiriyor. Sonuç olarak kimse onlardan barınmak için yer, yemek, su istemiyor. Sadece merhamet göstermeleri ya da en azından görmemezlikten gelmeleri gerekiyor.

Neden küçük çocuklara, hayvanlara, ‘damacanaya’ dahi hallenebiliyor bu insan görünümlüler? Ne zaman bu kadar sapkın ruhlu, dengesiz, düşüncesiz oldu insanımız?

Ekim 2006’ta İzmir’de 17 aylık bebeğe, Nisan 2010’da 2 ve 3 yaşında çocuğa Siirt’te, ağustos 2016’ta Gaziantep’te 9 aylık bebeğe, erkek çocuklarına, sayamayacağım kadar çok hayvana hatta 2009 yılında Bursa’da damacanaya bile tecavüz edebilecek kadar akli dengesini yitirdi insanoğlu. Merhamet duygunuz nereye gitti sizin? Kafanıza kaya falan mı düştü bu nasıl bir soysuzluk!? İdrak etmek mümkün değil.

Neyse bu konuları geçelim de…

Neden mesela bu kadar kolay herkes gazeteciyim diye gezebiliyor? İki kelimeyi bir araya getiremeyen, elinde taksitle aldığı akıllı telefonla yamuk yumuk bir fotoğraf çekip bilgileri de sağdan soldan kopyala yapıştır yaparak paylaşınca gazeteci mi olunuyor?

Neden Alanya’da mesela hep iki taraf var?

Neden mesela Alanya’da başarılı insanlar takdir edilmek yerine sadece yeriliyor?

Neden güçlüler tüm pisliklerine rağmen birbirlerini korumaktan geri durmuyor?

Bu soruların birçoğuna cevap bulmak zor sanırım. İnsanoğlu merak etmekten geri duramaz asla o ayrı konu ama işte merak… Daha birçok soru var aslında sorulması gereken ama uzar gider liste böyle en iyisi kısa tutmak…

Bir konuda çok dikkatimi çekiyor bu ara; ne kadar acele eder olmuşuz her şey için. Kırmızı ışıkta beklerken daha yeşile geçmesine 4-5 saniye varken kornaya sonuna kadar basarak daat daat diye öndekini hareket ettirmek çabası niye? Yahut yaya geçidinde kırmızı ışığı beklerken araç gelmiyorsa ‘aman geçeyim ne olacak’ diye düşünerek yola atlamak neyin acelesi? Birkaç saniye seni ne kadar ilerletecek yetişeceğin yerde? Yeni bir icat yapacaksın da eksik parçayı mı yetiştiriyorsun? Ya da yeni bir kıta keşfettin de kimse bulmadan ben buldum diye ilan edeyim diye mi koşturuyorsun? Ölümsüzlüğün formülünü buldun kimse çalmadan adıma tescillendireyim diye uğraşıyorsun?

Bu sadece trafik için de geçerli değil hayatın her alanında böyle bu durum. Sosyal medyaya bir şey atarken bile böyle oluyor. Bir düşünün fotoğraf atıyorsun özçekim yapıyorsun bin bir çeşit filtreden biriyle süsleyip atıyorsun sosyal paylaşım sitesine ama bir acele bir acele sanki keşif yapıyorsun. Bizim de bütün derdimiz senin o ‘güzeller güzeli’ özçekimin veya yediğin yemek ya zaten değil mi?...

Biraz sakin olmak iyidir. Her zaman kazandırır. Bir kere yanlış yapmaktan kurtulursunuz büyük oranda. Çünkü attığınız adımı kontrol etme şansınız olur bunu unutmayın…