Türk kültüründe doğduğun toprakların doyduğun mekânlardan daha fazla önemi vardır. İşte, bunun içindir ki “Ötüken” tarihin her aşamasında vazgeçilmez bir ülkü yaratmıştır. Çorak topraklardır ama kutsaldır. Bilinen Türk tarihinin en eski yerleşim ve idari merkezidir. Asya bozkırlarındadır. Batılıların “atlı kültür” tanımlamasına Türk Tarihçileri “Bozkır Kültürü” milli kültür vasfı niteliğinde adlandırmışlardır…

Bizim köy de cebel-i reis dağının yamaçlarında, suyu sumatı olmayan mehlez toprakların yanındaki maki, küçük ve orta boy çalılıklarıyla sülale geçmişinin yerleşim ve yaşantısına hayvancılık kültürü ile hizmet vermiştir. Hâlen akarsuyu ve kapalıda olsa musluğu yoktur. Açılmış kuyuların suyu sızıntılar dışında yağmurdan beslenmektedir…

Gökyüzünden çekilen fotoğraflarda bahçelerdeki ağaçların incir, dut, dağan, üzüm, ayva, kavak, ünnep, badem, meşeler vs. orman tanımlanmasıyla yerleşim merkezi görüntüsü alınamadığından evler fark edilemediğinde “ormanlık” vasfıyla değerlendirilmiş ve tapulamadan geçirilememiştir. Bu durumun getirdiği özellikler, maki bitkilerinin orman sayılmasıyla sığırların, keçilerin, oğlakların yayılmasına, otlatılmasına izin verilmemiş, etraf tellerle çevrilmiş, kişilere kiralanmak suretiyle asil sahiplerinin geleceği karartılmıştır…

Eskilerden hiç kimse kalmamış, Mekişli göçmüş, Eğri Aliler terk etmiş, Yeni Aliler de yakın mesafelere taşınıp gitmişler. Dönme arzusu taşıdığım köyüm virane olmuş, harabeleri yok edilmiştir. Doğup büyüdüğüm evimizi aradığımda ise inanın yerini sabitleyemedim. İşte bizim asıl ve asil topraklar: Geleçe ile Evliya tepesinin dibindeki Keçili mevkii…

Komşuda ise eskilerin “Gözüküçüklü köyü”, şimdilerin isemahallesi var. İlkokulu ben orada okudum. 1961 yılında açılmıştı, 31 öğrenciden biri, Ben’dim. Şöyle bir göz attım. Eskilerden çok daha geri durumdadır. Kuru tarım ve hayvancılık benzer şartlarda kaybolmuştur. Eski evler yıkılmış, yeni ilaveler olsa da gençlik sahile, şehre, bir yerlere göç etmiş, iş peşine düşmüştür…

Merkezi yerleşim alanı olmadığı gibi vatandaşı eki göz duvar çevirip ikame edebilmesi de imarsız ruhsata tabidir. Birkaç cami yapılmış, okulu ise benim mezun olduğum şekliyle duruyor. Mahalle çocuklarının ulaşım şartları halen 1960!lı yıllardaki gibi: Koştur babam, koştur.. Sabah aşağıya, akşamüstü yukarıya döğru… Gözüküçüklü’den Çeldili’ye, in-çık!..

Evet, köyüme geri döndüm. Şöyle bir göz attım. Beni ben yapan değerden bir şey kalmadığını görünce geri geldim ama durum şu ki hep köyümü özleyeceğim. Köy yerleşim merkezlerne politikacılar el atmalıdır!..