Ortaçağ karanlığından Rönesans ve reformla uyanışa geçen Avrupa, ilk olarak Osmanlı ile ilgilenme ideolojisini geliştirmiş; Ortadoğu projesiyle desteklemiş; Arap dünyasını kışkırtarak ırkçılık tohumlarını sahrada serpiştirmiş ve orientalizm fikriyatını fiiliyata başlatmıştır…

Osmanlının çöküşünü kaşıyan ve seyreden Batı dünyası, uyanış ve diriliş sürecini Lozan’da değerlendirmiş ama Sevr görüşmelerini gündeme taşıyarak Anadolu’nun da parçalanması ve Türk Milletini, geldikleri Asya Bozkırlarına geri gönderme çalışmalarını tasarlamıştır…

Gelinen noktada Arap Baharı ve hedefini anlamamak aptalcadır. İngiliz sermayesinin geliştirdiği, Amerikan politikasının uygulama sahası bulduğu enerji ve paylaşım kavramlarını da proje kapsamında ele almak mümkündür. Etnisite politikası, petrol rezervi sahaları emperyal devletlerin göğsünü kabartmış, “bir damla petrol, bir damla kan” dengesini arzu etmiştir…

Irak’ın işgali harekatına Amerika tek başına “kimyasal silah üretimi var” bahanesiyle girmiş; nihayetinde “kimyasal silahı yokmuş” açıklaması duyulmuştur. Yani kavga çıkacaksa, nedeni kolaydır. Ve Irak’ın halen saygı duyulan toprak bütünlüğü anayasasında üçe bölünmüştür. Suriye’nin toprak bütünlüğüne duyulan saygıyı sorgulamaya gerek yoktur. Şimdiden üç renkli harita ekranlardan yansıtılmaktadır. Belki de bunlar “savaşta hile mubahtır!”  anlayışından kaynaklanmaktadır…

Stratejik derinliğin nereye kadar uzandığını bilmiyoruz ama bu müdahalelerin akıbetinde Türkiye’nin de bulunduğunu ilim adamlarımız kitaplarında anlatmaktadırlar. Türkiye politikacıları beka meselesine bu doğrultuda bakmalılar ve tarihin her sayfasında “milletler Mücadelesi” diye bir kavram ve savaşın yazılı olduğunu görmeliler. Milletsiz devletlerin sömürge topluluklar halinde devletçikler şeklinde kurulduğunu fark etmeliler. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni de; adına Büyük Türk Milleti denen Anadolu halkının kurduğunu büyük önder, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün söylemlerinden anlamalı, Nutuk’tan okumalıdırlar…

Ortadoğu ve Avrupa tarihi yanında Batılıların devlet felsefesi ve ideolojilerini son iki yüz yıllık ilişki, irtibat, itilaf ve müttefiklik ilişkilerinin akışından kavramak mümkündür. Nihayetinde Asya topraklarına sürülmek arzusu beslenen Türk Ulusunun çevresi ile ilişkilerinin kopartılması ve yalnızlaştırılması elzemdir. İşte Türk siyasetçileri bu noktadan hareketle uyanış, diriliş eylemlerini hızlandırmalı ve güçlendirmelidir...

Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) haritaları değiştirir; mezhep savaşlarını körükler. Şimdi Suriye bir satranç tahtasıdır. Rusya ve ABD, Türkiye’ye karşı hamle peşindedirler. Bölgede tehlike, tehdit hiç bitmez.  Petrol adına enerji savaşları; din adına kutsal toprak müdafaası…