İnsanoğlunun varlık nedeni sanki eksikleri taramak ve beğenmemektir. Beğense de beğenmedi görünmek bir egodur. Ben olsaydım ile başlayan söylemleri sahi, yahu sen olsaydın, diye uzatmak mümkündür. Ben de olsam, aynı ruhu taşısam bile, süreçte örtüşen kelimeleri, sürtüşen cümleleri, mısraları, sanatı… aynı ruhla icra edemez, aynı anlamı yükleyemezdim…

Türküler dinliyoruz. İlahiler söylüyoruz. Oyun havaları sunuyoruz. Romanlar okuyor, filimler izliyoruz. Ama hepsinde tek konu işleniyor. Bütün konuların tek esere sığdırılması mümkün olmuyor. Bütün duyguların aynı mısralarda dizelenmesi sağlanamıyor. Farklı görüntüler aynı karede resimlenemiyor. Hisler tek tabloda renklendirilemiyor. Teknoloji dünyayı ne kadar küçültse de güneş her tarafı birden aydınlatamıyor. Her konu başka zaman, farklı mekân…

Bütün ömrünü toplumun geleceğine adamış iyi bir gönül eri bile hayatın veya doğanın bir parçasından ses verebilmektedir. Günlük yaşam, sosyal hayat, atiden maziye sıralanan sözler, sıralanmış mısralar tüme hitap ederken kısmın dertlerini dile getirebiliyor…

Bazı insanlar, hatta politikacı, siyasetçi veya fikir adamlarını, büyük dâhileri sevmiyorlar. Neyi sevmediklerinin de farkında değiller. Sevdiklerinin (niçin?)ini sorgulayamıyorlar. Özünün özden sevdiğini başkasının sevmesinden korkuyorlar ve derin bir kıskançlık hissine kapılıyorlar: (HZ.) Aliyi herkes sever ama bir kısım diğer kısmın sevmediği iddiasındadır. Sevginin kaynağı Yüce Mevla’mdır. Sevginin yönü kıbledir. İyi olmak, bu sevgiye mazhar olmaktır…

Bu noktada derin davaları, yüce idealleri ancak sevgi yüklü iyi değerler anlarlar. İyi olmak Yunus, İyi olmak Hacı Bektaş, İyi olmak Mevlana, İyi Olmak Pir Sultan, İyi olmak Yesevi, nicelerinin işaret ettiği yolda ilerlemek, Peygamberlerin vahiyle bahşettikleri ilmin ışığından feyz almaktır. İyi olmak biyolojik açıdan sağlıklı; ruhsal açıdan ahlaklı, terbiyeli, edep-adap sahibi olmaktır. İyi olmak iyi tanınmaktır. “İyiyim” demekle iyi olunmadığını bilmek, hayat sürmektir, ama iyiliğe ömür kâfi gelmemektedir. İyi yol; milli bir ülkü yoludur!..

“İyi parti” esasiyesinde de bu böyledir. Adı “İYİ” kelimesiyle anılınca iyi olmaz. İyi bir lider, iyi bir ekip, iyi bir tüzük, iyi teşkilatlanma, iyi iletişim ağı, iyi vs.. ile iyi bir yolda, iyi niyetle, iyi idealle insana, ülkeye, bayrağa, vatana adanmış iyi geçmesi ümit edilen ömre atfen iyi gönül seferberliğiyle doğacak iyi güneşin aydınlık izinden, ilmi ile amel düsturuyla donanımlı iyiye ulaşmak, iyi amelle kucaklaşmak için iyi bir çalışma azmiyle iyi başarı elde edilir. İyi; umut, kızıl elma, nizam-ı âlemdir. Mürşidi müritleri uçurur. Partiyi seçmenler yüceltir. İyi ki iyide varlar…

İyiden iyisi yoktur. Ömür; yeşil yaprakla, kara toprak arasına sıkışmıştır. “Yeryüzünde yeşil yaprak/ Yer altında kefen yırtmak/ Bastığımız kara toprak/ Boyumuzu aşar bir gün!.. (Alıntı)”