Acımazsınız, artık eskisi gibi değil hiç bir şey, eskisi gibi değil hiç kimse... Kimse artık masum değil... Kalbi sadece kan pompalamaktan başka hiç bir şey yapmaz olmuş hiç kimsenin... Ölüm bile basit bir şey haline gelmiş insanlar için ya... Sakız olmuş ağızlara biri öldüğünde ona üzülmek kendini sorgulamak yerine dedikodusunu yapmak ve ya onu suçlamak derdine düşülmüş... Biz bile gazeteciyiz ya biri mi öldü kazada veya intihar ederek asayiş haberi yap yaşını adını sanını olayın nasıl olduğunu unutmadan yanlış olmasın yeter ki yaz geç... Ölüm yazdığımız ölüm sonrası yok ertesi yok...

Kime ‘iki defa güveneceğini’ hesɑplɑmɑlı insan

İnancımız kimseye güvenimiz kalmamış. Kimse kimseye güvenmiyor. Yüzüne bakıyor gülüyor ama hep sahte... En sevdiklerine bile artık bir adım geride bir adım uzaksın... İçinde kopan fırtınaları anlatmaya lügatindeki kelimeler yetmez... Canın yanar, için kanar, kızarsın, bağırıp çağırmak istersin, her şeyi herkesin yüzüne söylemek istersin sonra bir durup düşünürsün... Ne değişecek? Hiç bir şey herkes her şey kaldığı yerden devam edecek. Birilerine güvenebilmeli ama kime güveneceğini iyi bilmeli insan. Masumun hakkı yine yenilecek, parası olan gücü olan yine gücüne güç katacak. İlahi adalet de elbet bir gün tecelli edecek!

Keşke şu hayvanlardaki masumiyetin karınca kadarı kalmış olsa içinizde... Canın yandığında azıcık bir üzüldüğünde nankör dedikleri kedi bile hemen sana sokulup bunu geçirmeye çalışırken sağ olsun dost bildiklerin, sevdiğin insanlar çıkarı yoksa duymuyor görmüyor bile sizi. Yazık şu geldiğimiz hale çok yazık.

Güvensizlik bɑşlɑyıncɑ dostluk kaybolur

5 ülke onlarca şehir yüzlerce tanıdıktan sonra anladığım tek bir şey var dost, kardeş herkese denmiyor... Tanıdık herkes olur ama dost çok az... Düştün mü sadece seni kaldırabilecek güç sende var yine. O konuda hiç kimseyi bekleme... Güç sadece senin içinde. Çünkü öyle bir hayat olmuş ki senin düştüğün an arkanda senin üstüne basıp yukarı çıkmak için sıraya girmiş yığınla insan var ve bunların hiç biri de senin elinden tutup kaldırma derdinde değil. Sen herkesin işine yaradığın kadar arkadaş çıkarlarının devam ettiği yere kadar onların canısın... Oldu ya bir gün düştün, kendini güçsüz hissettin sırdaş dersin sevgili eş dost dersin derdini anlatırsın sen Ankara güzel derken o Kars’ın soğuğundan bahseder... Öyle bir dünya işte...

Haftada bir iki gün ben de böyle içimden geçenleri yazıyorum ama naçizane fikirlerim doğrudur yanlıştır fikir işte saklayamıyor insan...