HABER - YÜKSEL SOYLU

Ulusal ve Uluslararası yarışmalarda Türkiye’yi ve Yalova’yı temsil eden sayısız şampiyonluk kazanan Kasım Asma, 1980’li yıllarda da Milli Takımın değişmez sporcularından biri olmuştu. Romanya’nın yokluk dönemlerinde yarıştığı bir bisiklet turunda başından geçenleri paylaşan Asma, bizlere adeta “vay be ne günlermiş” dedirtti. İşte Asma'nın paylaştığı o hikaye:

“Yıl 1984, 22. Romanya Bisiklet Turu. Galiba ilk etap başlangıcı, toplam 7-8 gün sürüyor. İlk Türkiye dışı yarışım ve yurt dışına ilk çıkışım. Milli takım olarak karayoluyla Bulgaristan üzerinden Renault 12 bir araçla gelmiştik. Yol en az 30 saat sürmüştü. O yıllar yokluk yılları, Romanya'da komünist rejim hüküm sürüyor. Tur organizasyonu her etap sonunda bitiren sporcu için ertesi gün kullanabileceği kahvaltı ve akşam yemeği kuponu veriyor. Turu terkeden kupon alamıyor ve ülkesine dönmesi bekleniyor, nasıl dönersin, zaten zor gelmişiz. Yöneticimiz "başınıza bir şey gelirse ne yapın edin etabı bitirin, harcırah çok kısıtlı" demişti.”

LASTİKLER PATLADI

“Turun 4. ya da 5. günü lastik patlattım, zaten tüm ekip için 4-5 yedek jant var, onlardan birini alıp taktım, ana grup zaten gitmiş, ekip arabası ön tarafa devam etti, var gücümle basıp grubu yakalamaya çalışıyorum, grup uzakta bile görünmüyor.Derken bir lastik daha patlamaz mı ! yolda kalakaldım. Bir süre sonra en arkadaki sporcuları yoldan toplayan süpürge otobüsü geldi, mecburen bisikletle birlikte otobüse bindim. Kara kara düşünüyorum, "yemek kuponu alamayacağım, belki otelde oda vermeyecekler, tur sonuna kadar takıma yük olacağım" düşünceleri zihnimde uçuşuyor. İçeride 8-10 tane turu terk etmiş bisikletçi var. Araç saatte 20 km hızla en sonuncu bisikletçinin arkasından gidiyor ve bisikletçiye keşke terkedip otobüse binse, biraz hızlansak diye mahalle baskısı yapıyor. Normalde konuşkan değilimdir ama herhalde can sıkıntısından otobüsteki Romen bisikletçilerden biriyle sohbete başladık. Çoğu Romen Fransızca bilir, çocuk turu terketmiş,etap sonunda şehrine dönecekmiş. Ben derdimi anlatınca jantını ödünç verdi.”

YARIŞA DEVAM ETTİM

“Dünyalar benim oldu, jantı takıp şöföre otobüsü durdurttum, inip etaba devam edeceğim. Tam iniyorum, daha sonra Suriye milli takımı olduğunu öğrendiğim 3-4 bisikletçi bana arapça itiraz ettiler, bir şeyler söylüyorlar anlamıyorum. Neyse dinlemeyip indim ve etabı bitirdim. Her şey yolunda. Ertesi gün ne göreyim Suriye milli takımı tam tekmil start alıyor. Bunlar dün terkedip diskalifiye olmamışlar mıydı ? Sonradan öğrendim, tüm takım her etap startından bir süre sonra otobüse biniyor, şöförle anlaşmışlar, şöför finişe 5 km kala bunları indiriyor, sanki hiçbir şey olmamış gibi etabı bitiriyorlar... Tüm turu böyle bitirdiler. Daha ne hikayeler var. Bu tur bisiklet hayatımın en zengin anılarından biri oldu.”

"Bu fotoya herkes çok iyi baksın şimdiki sporumuzun başındakiler 1977 yılları Alanya’daki Bisiklet milli takım kampı şimdide böyle güzel kamplar yapılıyor mu? Bol bol kamplar yapılmıyor.. Bol bol yarışlar.. Yurt içi vede yurt dışında koşulmuyor rekabetler olmuyorsa ne yazıkki üzülerek söylüyorum bisiklet sporundan başarı kimse beklemesin..."