CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, Kimya Mühendisleri Odası Başkanı Ali Uğurlu ve yönetim kurulu üyeleriyle bir araya geldi. AKP hükümetlerinin uzun süredir TMMOB ve bağlı odalarını hedef tahtasına koyduğunu, Kimya Mühendisleri Odası yönetiminin görevden alınması için açılan davanın bu sürecin bir parçası olduğunu kaydeden Budak, 12 Eylül darbesi döneminde çıkarılan bir düzenlemeyi bahane ederek, odalarda denetim yapma girişiminin Anayasa’ya aykırı olduğunu belirtti. Budak, “Meslek odaları uzun süredir AKP iktidarının hedefinde. Çünkü meslek odaları halkın yararını savunuyor, itiraz ediyor. Anayasa meslek odalarının denetim esaslarının kanunla belirlenmesini öngörüyor. Ama AKP iktidarı, Anayasa hükmünü yok sayarak, darbecilerin mevzuatının arkasına saklanarak, bakanlar kurulu kararıyla odalara müfettiş göndermeye kalkıyor. Bu durum Anayasa’ya aykırıdır. Bu aykırılık  Danıştay Başsavcılığı tarafından da tespit edilmiştir. Danıştay Başsavcılığı, Danıştay 8’inci Dairesi’nde görüşülen bir davada, darbecilerin getirdiği düzenlemenin Anayasa’ya aykırı olduğunu ve iptal edilmesi gerektiğini söylüyor. Ama AKP iktidarı bunu görmüyor, görmek istemiyor” dedi.

Mühendis ve mimarların iradesine saygısızlık

AKP Genel Başkanı’nın ‘yıkım ekibi’ diye suçladığı bir ortamda müfettişlerin odalarda objektif ve bağımsız bir denetim yapmasının da söz konusu olmayacağını kaydeden  Budak, “Burada amacın denetim olmadığı açıktır. Amaç susturmak, görev yapamaz, itiraz edemez durama getirmektir.  Tüm bu hukuksuzluklara rağmen meslek odaları gerekli bilgi ve belgeleri şeffaf şekilde kamuoyuyla paylaşmıştır. Ancak dert denetim olmadığı için mühendislerin iradesiyle seçilen oda yönetimlerine kayyum atanmaya çalışılıyor. Kimya Mühendisleri Odası yönetiminin görevden alınması istemli dava bunun somut kanıtıdır” diye konuştu. Söz konusu davanın 25 Eylül’deki duruşmasında karar beklendiğini kaydeden Budak şöyle devam etti:

 “Sürekli olarak millet iradesinden söz edenler, bu ülkenin yetişmiş mühendislerinin iradesini yok sayıyor. Türkiye’de bugün OHAL hukuksuzluğu içinde adalet işlemiyor, hukuk rafa kalkmış durumda. Böyle bir ortamda devlet gücüyle meslek odaları üzerinde hem idari yönden hem de yargı üzerinden ağır bir baskı oluşturuluyor. Müfettiş baskısıyla, kayyum tehdidiyle meslek odaları susturulmaya, ‘yandaş odaya, saray odasına’ dönüştürülmeye çalışılıyor. Muhalefetsiz, itiraz etmeyen bir toplum isteniyor. İstiyorlar ki, Türkiye’nin yağmalanmasına, talan edilmesine hiç kimse itiraz etmesin. Sivil toplum örgütleri, meslek örgütleri bağımsız olmadan çoğulculuk da olmaz, demokrasi de olmaz, kamunun çıkarı da korunamaz. TMMOB ve bağlı odalarına yönelik baskılara son verilmeli, bakanlık müfettişleri derhal geri çekilmeli ve hukuksuz yargılamalar sonlandırılmalıdır. 25 Eylül’deki duruşmanın bunun ilk adımı olmasını umuyoruz. Yurttaşlarımızı da her zaman halkın çıkarını savunan meslek odalarına sahip çıkmaya çağırıyoruz.”

Haksız hukuksuz siyasi dava

Kimya Mühendisleri Odası Başkanı Ali Uğurlu da TMMOB ve Kimya Mühendisleri Odası’nın iktidarların değil, halkın                 kurumu olduğunu, Anayasa ve yasalar çerçevesinde hareket ettiğini belirtti. Uğurlu, “Anayasa hükmü açık ve denetim esaslarının kanunla düzenlenmesi gerekiyor. Ama bu hüküm dikkate alınmıyor. Ayrıca kuralları belli olmayan bir denetimin nasıl yapılacağı ve ne sonuç doğuracağı da belli değil.  Bizden istenen belgelerin hepsi şeffaf şekilde kamuoyuyla paylaşılıyor. Bakanlıktan saklanması gibi bir durum söz konusu değil. Burada bir uyuşmazlık varsa da bunun görüşüleceği yer idari yargıdır ve bu konuda devam eden davalar vardır. Tüm bunlar göz ardı ediliyor. Bu nedenle diyoruz ki;  Oda Yönetim Kurulunun görevden alınması için açılmış olan bu dava, haksız, hukuksuz ve özünde siyasi bir davadır” dedi.