Eski “bayramlar” her dile dolaşır, çünkü kendisini aratır, hatırlatır. Anılar vardır, hatıralar canlıdır. Hele bizi kuşaklar ve sonrası için daha farklılıklar mevcuttur. Kent merkezinde yıllayanla ile yörük köyünde yaşayanın anıları elbette farklıdır. Kırsal kesimde büyüdük, oğlak, davar güttük, sığır besledik, öküz sürdük, karasaban kullandık. Bayramları şekerden anlardık…

Mahmutlar’ın eski muhtarları zamanında sahayı geniş tutup, sınırlarıkadastrol sahada da kesinleştirmişler. Geniş meraların bir kısmı Orman arazisi, 2b ve hazine zimmetine geçti. Ormancının tahra toplamasından titreyen köylü Ormancıyla ilişiğini kesti yerine Kaymakamı, Belediye Başkanı, politikacısıyla haşır neşir oldu. Herkesin bir adamı olduğunu da öğrendi…

Böyle bir sahada bayram ziyaretleri yapmak belki şimdi zor geliyor ama o günlerde çok kolay idi. Mahmutlar’daki bütün akrabaları, tanıdıkları bir günde geziverir, 10-15 km yolu hiç getirirdik. Kurban pek çocukları ilgilendirmezdi. Şekerleme, lokum, leblebi, fındık, birazcık hali vakti yerinde olanlar da 2.5, 5, 10 kuruşlardan bayramlık kime vereceklerini önceden belirler, buna göre de bozuk parasını ayarlardı….

Kuyu goyağı’nın üst kısımlarında Eski köy mevkiinde oturan Karadayı’ rahmetlinin hanımı bize leblebi uzatmıştı. “Mekanları cennet olsun!.. Evlatlarının da başkanlığım sürecinde desteğini görmüştüm. Saygımı kendilerinden esirgemediğimi düşünürüm, herkes için aynı saygım her zaman geçerlidir. Öyle oluyor ki politika da insanlar sizin için çaba sarf ediyor, sizin bazılarından haberiniz bile olmuyor. Beklentisi olanlar hangi partiyi desteklese kazanana yağını iyi yakabiliyor. Mahmutlar halkının bana gösterdiği teveccüh unutulmaz hatıralarımdır…” Leblebiyi görünce benden beklenmedik reaksiyon yükselmiş: “Kocaman Karadayı’nın karısı leblebi mi verir!...”

Dedik ama hem utandık, hem de bağırmasın diye hamencecik kaçıştık… Dereköy’de başlayıp, Kövez, Töngetli, Göleviz ve Kuyucak… taki akrabaların ziyareti neticesinde dönüş, akşama Keçili köyü denen mevkiindeki evimizdeyiz…

Bayram gezisi sdandardı genelde böyleydi ama unutulmayan en büyük anı ise; “Babam, her bayrama yakın Cuma günü bayram eksiklerini almak için çarşıya, şehre iner ve Beş(5) kiloluk bir lokum sandığı alır, bayramın ilk akşamı açar, aileyi buyur ederdi. Dağbaşında lokum, çikolata mı gördük !?.. Ben, bunun hepsini yerim iddiası ama 1, 2 iyi, 3 idare etti de dördüncüde kesildim ve iddiayı kaybettim!.. Siz, siz olun, aç gözlülük yapıp yanlış iddiaya girmeyin!... Yağlı kavurma mideye iyi gelmeyebilir… Ben, hatırladım ve dikkatli davrandım. Tavsiye ve dileğim: Açgözlü davranılmasın…Herkese iyi bayramlar!...