Son günlerin en sıkıcı meselesi tüm dünyayı etkisi altına almayı başaran virüsün hikayesidir. Tıp bilimi içeriğinde degerlendigi için hepimize bilim insanlarının öngörüsü dogrultusunda alınan tedbirlere uymak düşmektedir...

"Test test test..." çabasına karşın "temassız yasam" için öz karantina kavramı  hastalığın kontrolü ve yaygınlaşmasının hafifletilmesinde en öne alınması gereken tedbir niteliği taşımaktadır...

Tedbir kurallarına riayet için zor kullanılmasını beklemek cehaletin ta kendisidir. Her tedbir öz ile çevreyi birlikte ilgilendirmektedir. Karşıdan virüs bulaşmasını beklemek yerine "benden virüs bulaşır mı ?" tasavvurunu eyleme geçirmek şarttır!..

"Evde kal Türkiye!.." denmesinin de gerekçeleri her haber kanallarında tekrarlanmaktadır. Dünya coronavirüs salgın tehdidi altında inlemektedir. Bilim insanları da evde kalmanın zorunluluğunu nedenleriyle aydınlatmaktadırlar...

Yasaklanan sadece islâm inancını ilgilendiren toplu ibadetler, camiler degil; kiliseler, sinagoglar vs. yanında yakın teması kolaylaştırıcı işyerleri de dahil olmak üzere kapatılma zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Bu süreçte "evde kalmak" dinî, millî, hukukî, vicdanı, ahlakî önem taşımaktadır...

Canımız sıkılacaktır, ruhumuz kararacaktır, moralimiz bozulacaktır, işlerimiz aksayacaktır, kredilerimiz gecikecek sicilimiz bozulacaktır ama kendimizi düşünmesek bile kimlerin hayatta kalışına katkı sağlamış olabileceğimizi de hesaba katarak mutlu olmaya özen göstermeliyiz. "Sen'de veya Ben'de mikrop yok!.." deme lüksüne sahip değiliz...

Gün her türlü ayrıştırma ve ayrımcılığı ortadan kaldırıp milli, dini, insani dayanışma, kaynaşma ortamına girme anıdır. Bir virüsün adaletinden daha eşit davranmayı şiar edinmeliyiz...

Cenab-ı Hakk'ın yarattığı  gayeye uygun insan olabilme iradesi ile davranmalıyız. Şartlar neyi zorlarsa zorlasın hepsi gelip geçecektir. Ama unutulmasın ki insanlık baki kalacaktır!..

"Belki insanligin buna da ihtiyacı vardır" düşüncesiyle şükür edip, vaktimizi "yeni yol haritamız" için fırsata dönüştürme imkanını değerlendirmeliyiz...

"Ben, evdeyim! Ama buyrun gelin!.." diyemiyorum. Sizlerin de evde kalmanızın zorunluluguna sığınıyorum . Ama stresli, virüslü günler geride kalinca hepinizi beklerim. Muhabbet konusu da taze olur umudundayım...

Dualarda da şifa yüklüdür. Esirgenmezse mutluluk verecektir. Bütün bunlar için vakit nakittir ama kiymet-i değerini bilmek, hakkını vermek koşulu ile unutma, sıkılma, tavsiye ve kararlara uy, evde kal Türkiye!.. demeden duramıyorum!