Geleceğe ışık tutan bütün eğitim emekçilerinin öğretmenler gününü kutlayan Başkan Kumbul, “Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “Dünyanın her tarafında öğretmenler insan topluluğunun en özverili ve saygıdeğer unsurlarıdır.” Atatürk, çağdaş uygarlık yolunda ilerleyebilmek; iktisadi, sosyal ve kültürel açıdan kalkınabilmek, fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştirebilmek için ayakları yere sağlam basan bir eğitim politikamızın olması gerektiğini vurgulamıştır. Bu doğrultuda Cumhuriyetimizin ilk yıllarında Harf Devrimi, Tevhid-i Tedrisat Kanunu (Öğretim Birliği Yasası), ilk ve ortaöğretim kurumlarının çoğaltılması, öğretmen okullarının açılması gibi atılımlarla bir eğitim seferberliği başlatılmıştır. Cumhuriyetin kuruluş yıllarında eğitim, öğretim ve öğretmene verilen bu değer günümüzde ise içler acısıdır” ifadelerini kullandı.

16 yıllık AKP iktidarı döneminde eğitimin, iktidarın en başarısız olduğu alanların başında geldiğini belirten Başkan Kumbul, “Son 16 yılda, eğitim sisteminin, orta öğretim ve yükseköğretime giriş sınavlarının defalarca değişmesi, Milli Eğitim Bakanlığına getirilen her ismin büyük hayal kırıklığı yaratması öne çıkmaktadır. Bunun yanı sıra, eğitimin ticarileştirilmesi; çağa, teknolojik gelişmelere uygun bilimsel ve laik eğitim kurumlarının sayısının arttırılması gerekirken, AKP iktidarı tarafından imam hatiplerin yaygınlaştırılması gerçeği ile karşı karşıyayız. Öğretmenlerin, eğitim emekçilerinin durumuna gelirsek; AKP’nin uyguladığı neo-liberal ekonomi politikalarının bir sonucu olarak, çalışma hayatında yaygınlık kazanan esnek ve güvencesiz istihdam modeli eğitim sektörünü de ele geçirmiştir” diye kaydetti.

Türkiye’de büyük bir işsiz öğretmen yığılmasının olduğunu kaydeden Başkan Kumbul, “AKP iktidarı tarafından, eğitimde kadrolu güvenceli istihdam yerine, ücretli ve sözleşmeli öğretmenlik sistemi kalıcı hale getirilmek isteniyor. Öğretmen olarak atanmayı bekleyenlerin sayısı yarım milyona yaklaşmış durumda. Her yıl fakültelerden mezun olanlarla birlikte işsiz öğretmen sayısı katlanarak artıyor. Hesapsız, kitapsız, plansız bir şekilde açılan eğitim fakülteleri, köy okullarının kapatılarak taşımalı eğitim sistemine geçilmesi gibi etkenler ataması yapılmayan öğretmenler sorununu bir kangrene dönüştürmüştür. AKP iktidarı döneminde, 43 öğretmenin atanamadığı için bunalıma girerek intihar etmesi, bu sorunun hangi boyutlara ulaştığının bir göstergesidir. Milli Eğitim Bakanlığı'nın açıkladığı verilere göre 117 bin öğretmen açığı varken, 2018 yılı içinde sadece 20 bin öğretmen atamasının yapılması büyük bir çelişkidir. Eğitim ve sağlığa erişim en temel insan hakkıdır.  Anayasada yer alan sosyal devlet ilkesinin gereği olarak, eğitim ve sağlık gibi toplumun en temel ihtiyaçlarını karşılamak kamunun bir ödevidir. Bu noktada eğitimin ticarileştirilmesi, öğretmenlerin güvencesiz koşullarda ücretli ve sözleşmeli olarak çalıştırılması, sosyal devlet ilkesi ile çelişmektedir. Cumhuriyetin kuruluş yıllarında el üstünde tutulan; kalkınmanın, ilerlemenin bir neferi olarak görülen öğretmenler, insanca koşullarda, kadrolu ve güvenceli olarak çalıştırılmalıdır. Uzun vadeli ve nitelikli bir planlama ile atanamayan öğretmenlerin mağduriyeti giderilmelidir” sözlerine yer verdi.