ATSO Aralık ayı meclis toplantısı, ATSO Meclis Başkanı Süleyman Özer, Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin, yönetim kurulu ve meclis üyelerinin katılımıyla gerçekleşti. ATSO Başkanı Davut Çetin, hem ülke hem kent ekonomisiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

NEFES KREDİSİNE 7.5 MİLYONLUK İLAVE

'Nefes Kredisi' paketinde bu ay güzel bir gelişme olduğunu belirten Davut Çetin, Ticaret Bakanlığı'nın desteğiyle 7.5 milyon liralık ilave kredi imkanının üyelerin hizmetine sunulduğunu açıkladı. Çetin, bu ilaveyle son kredi paketinin 25 milyon liraya, son iki yıldaki kredi imkanınınsa toplam 150 milyon liraya yükseldiğini söyledi.

VISITBERLİN ÖRNEĞİ

Almanya'nın Berlin ve Hannover kentlerinde yapılan iş görüşmelerine ilişkin açıklamada bulunan Davut Çetin, dünyanın en büyük fuar şirketlerinden biri olan DeutscheMesse yetkililerinin Antalya'da konuk edileceği ve kente büyük değer katacak ortak bir fuar planlandığını anlattı. Antalya'dan ilk 500'deki şirketlerin ve Almanya ile ticari ilişkileri olan firmaların katılımının da yararlı olduğunu belirten Çetin, 23 milyon Euro bütçeli ve kentin pazarlamasını yapan Berlin Turizm ve Kongre Merkezi'ni (VisitBerlin) Antalya için örnek gösterdi. Bütçeye belediye, oteller, taksiciler herkesin katkı verdiğini dile getiren Çetin, “Kentin mottosundan, cep telefonu uygulamalarına kadar destinasyon tanıtımına dönük her türlü adım buradan atılıyor. Dünya dijitalleşirken, sosyal medya, yapay zeka uygulamaları kent pazarlamasının önemli bir unsuru haline gelirken bizim mevcut dağınık pazarlama yapısını, broşürlerle fuarları dolaşma yöntemini değiştirmemiz gerekiyor. Herkesin elini taşın altına koyduğu güçlü bir fonlama ile destinasyon yönetimini hayata geçirmemiz artık bir zorunluluk haline gelmiştir" diye konuştu.

ODA BAŞKANLARI YASASINA ELEŞTİRİ

Oda başkanlarının seçimde aday olması ve kazanamayanların görevine geri dönmesine yönelik yeni yasayı da eleştiren Çetin, “Oda olarak sektörleri, kent ekonomisini ileri götürmek için çalışıyoruz. Aslında bu konuların Türkiye'nin siyasi gündeminde de yer alması gerekmektedir. Fakat geçen hafta TBMM farklı bir yasayı kabul etti. Buna göre oda ve borsalarda görev alanlar, seçimde aday olup kazanamadıkları takdirde yeniden görevine dönebilecek. Türkiye'nin başka ihtiyacı yokmuş gibi, bu konularla uğraşılmasına gerek yoktur. Başka yere seçilmek isteyen istifa eder, böylece kurumlar daha fazla yıpranmaz. Bir ülkede herkesin devamlı olarak siyasete bu kadar meyilli olması, her yerde siyaset konuşulması normal bir durum değildir. Elbette siyaset demokrasinin olmazsa olmazıdır, fakat siyaset kurumlara ve ekonomiye girmemelidir, arada bir mesafe, bir çizgi olmalıdır" dedi.

SEBZE MEYVEDEKİ ARTIŞ ARZ-TALEBE BAĞLI

Sebze ve meyve fiyatında artışı toptancı hallerdeki komisyonculara, soğan fiyatındaki artışı tüccara bağlamanın doğru olmadığını da kaydeden ATSO Başkanı, fiyatın arz ve talebe bağlı olduğunu, arz yetmezse fiyatın artacağını söyledi. Fiyatlar düştüğü için ürünün toplanmadığı zamanların da olduğuna dikkati çeken Çetin, “Ürünleri depolamak sadece soğanda olan bir iş değildir, elma gibi birçok meyve de depolanmaktadır. Sebze meyve fiyatlarının yükselmesini toptancı hallere bağlamak doğru değildir. Komisyoncunun komisyonu bellidir, ayrıca komisyonculuğun üretici finansmanındaki önemini de hepimiz biliyoruz. Domates gibi sebzelerde fiyat artıyorsa temelinde maliyetler vardır. Şu anda Antalya hallerinde domates, biber, patlıcan ortalama 2.5 lira. Salatalık fiyatı 1 TL civarında, ağustos bolluğunda bile bu fiyatlar 2 liraya yakındı. Sebze ve meyvede üretici fiyatlarımız düşüktür, hatta bizim üreticiye ve ihracata daha fazla destek olmamız gereklidir. Şu anda Rusya ve Ukrayna'ya sevkiyatta TIR kotaları dolmak üzeredir. Navlun maliyetleri de çok yükselmiştir. Bu konunun hızla ele alınması ve kota artışı gereklidir" diye konuştu.

ASGARİ ÜCRETLİNİN ONURLU BİR YAŞAM SÜRMESİ MÜMKÜN DEĞİL

KOBİ'lerin yüksek işçi maliyetleri, enflasyonun yüzde 25, gıda enflasyonunun yüzde 30'a yaklaştığına da dikkat çeken Davut Çetin, pirinç, bebek maması ve bezi, ekmek, makarna, et, süt, peynir, yumurta, ayçiçek yağı, sebze ve meyve, salça, su, elektrik, doğalgaz, kömür, mobilya, beyaz eşya, kırtasiye, otobüs, dolmuş, taksi ve servis ücretleri gibi birçok üründe yüzde 93.5'a kadar zamlar olduğunu anlattı. Bu fiyat artışlarıyla asgari ücretlinin onurlu bir yaşam sürmesinin mümkün olmadığını belirten Davut Çetin, "Dolayısıyla asgari ücretin de artırılması gerektiğini kimse inkar edemez. Gelişmiş ülkelerin ekonomilerinde insan emeği değerli, sanayi malı daha ucuzdur. Türkiye ekonomisinde ise malzeme daha pahalı, insan daha ucuzdur. Ülke olarak ucuz emeğe dayanan bir ekonomi olarak gelişemeyiz. Ucuz işgücü, halkın alım gücünün düşük kalmasına, Türkiye'de ekonominin büyümemesine neden olmaktadır. Asgari ücret artırılmalıdır, fakat elbette ki, bu artış için işverenin SGK prim maliyetleri düşürülmelidir" diye konuştu.