Döşemealtı Halil Akyüz Anadolu Lisesi 12'nci sınıf öğrencisi Aleyna Hatun Budanır, okul harçlığını çıkarmak için çalıştığı Burdur- Antalya yolu üzerindeki çamaşırhaneden 16 Ağustos günü saat 08.00 sıralarında çıkıp servis aracına bindi. Antalya yönünde giden servis sürücüsü Mahmut Y., iddiaya göre, yan yola girmeden Aleyna Hatun'u ana yol üzerinde indirdi. Yolun karşısına geçmek isteyen Aleyna Hatun'a, Hakan K. yönetimindeki 07 FC 645 plakalı otomobil çarptı. Vücudunda birçok kırık, iç organlarında ise hasar oluşan Aleyna Hatun Budanır, sağlık görevlilerince ambulansla Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'ne götürüldü. Aleyna Hatun'un beyin ölümünün gerçekleşmesinin ardından babası Şahimerdan Budanır'ın onayıyla kalbi, böbrekleri, karaciğeri, akciğeri, pankreası ve 2 korneası, organ bekleyen hastalara nakledildi.

Antalya 3'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen duruşmaya, tutuklu sanık Hakan K., tutuksuz sanık Mahmut Y., Aleyna Hatun Budanır'ın babası Şahimerdan Budanır ile annesi Hülya Cebotaru, yakınları ve taraf avukatları katıldı. Duruşmada bilirkişi raporu okundu. Aleyna Hatun'un asli kusurlu belirtildiği raporda, sanıkların tali kusurlu olduğu ifade edildi. Aleyna Hatun'un anne ve babası ile avukatı bilirkişi raporuna itiraz etti. Hakan K.'nin avukatı ise bilirkişi raporu doğrultusunda müvekkilinin tutuksuz yargılanmasını talep etti.

Mahkeme heyeti, Hakan K.'nin tahliyesine karar verdi.

BABANIN İSYANI

Duruşma sonunda gazetecilere konuşan Şahimerdan Budanır, hakimin kendisine yeteri kadar söz hakkı vermediğini iddia ederek, "Valiliğe dilekçe vereceğim. Bireysel protesto hakkımı kullanacağım. Cumhuriyet Meydanı veya kapalı yol havuz başında oturma eylemi yapacağım. Açlık grevine kadar gideceğim. Acılı bir babanın konuşmasına bile tahammül edemeyen bir hakimi nasıl anlatayım. Sen bu ülkede nasıl adaleti sağlayacaksın" dedi.

Ailenin avukatı Barış Otlu ise keşif sonrası alınan bilirkişi raporunun hayal kırıklığı yaşattığını belirterek, "Bilirkişi raporu teknik açıdan eksik düzenlenmiş. Detaylı inceleme yapılmadığı kanaatindeyiz. İtiraz ettik. İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan yeniden rapor alınmasını talep ettik. Mahkeme talebimizi kabul etti. Verilen tahliye kararında mahkemenin de pek fazla bir şey yapabileceğini sanmıyorum. Bu tamamen kanun koyucunun eksikliğinden kaynaklanıyor. Çünkü, ülkemizde ölümle veya taksirle yaralanmanın gerçekleştiği trafik kazalarında ciddi cezalar verilmiyor" diye konuştu.