“Bir davayı kucaklıyorsunuz. Bu dava bir bayraktır. İlerliyorsunuz, daha da ilerliyorsunuz ve de ilerleyeceksiniz. Tereddütsüz hiç kimseye aldırmadan yürüyorsunuz. Takip edilmenizi arzu ediyorsunuz. Her hangi bir sebeple bir yerde kalırsanız, Bayrağın kapılıp daha ileriye gidilmesini istiyorsunuz. Ve anlatıyorsunuz:”

Ülkü devlerinin çilesi bitmiyor.  Sosyal, kültürel, siyasi, iktisadi, kırsal, kentsel… dertler artıyor, çileler büyüyor. Doktrinler unutuluyor, davalar sönükleşiyor. Ülkede yeni, yepyeni, enerji yüklü kuşaklar kayboluyor. En az sizin kadar cefakâr ve fedakâr kuşaklar.  Büyük iktidar potansiyelini önderleri durağan adımla karmaşıklaştırıyor, müttefik peşinde ittifaklaşıyor…

Türk milliyetçilerinin önüne barajlar kuruluyor. Zaman geliyor barajlar taşıyor, büyük nefes alınıyor. İktidarın kapıları aralanmaya başlıyor. Fakat bir türlü iktidarın yolları ona geçit vermiyor. Kartal yaylasından yükselen ses, seçim sürecinde kısılıyor ve büyük bir dava ağırdan solmaya başlıyor. Barajın etrafında dön dolaş mücadele devam ederken hareketin içinde kaynamalar başlıyor, yeni sesler yükseliyor, değerler hareket dairesi dışına atılıyor…

“Bu dava yetim, bu dava öksüz!..” sanmayın ki böyle. Türk milleti gün gelecek yeniden uyanık insanı ve gür sesiyle atak yapacaktır. Milli doktrin etrafında yeniden can bulacak, ayağa kalkacak, milli direncini harekete geçirecektir. Bu bir parti hareketi değildir…

Cepheler savaşı andıran yapılanmalardır. Politize ayrımla gelişen ittifaklar cepheleşme getirecektir. Kin, öfke, ayrıştırma İslam ülkelerini paramparça etmiştir. Ortaya çıkan gündem notları Türk Milletine düşman Arap kitlesi yaratmaktadır. Türk milleti üzerinde oynanmak istenen oyunlar da Müslümanlar arasında mezhep üzerinden gelişme göstermektedir…

İlmin kaynağı tektir! İslâm’ın emirler bütünü bu kaynaktan vahy edilmiştir. Müslümanlar ilim ile iştigal etmedikleri sürece, kaynaktan istifadede zorlanacak, birliği yakalayamayacaklardır. Hristiyanları, “protestan ve Katolik” diye ayrıştıran Avrupa Yahudileri, İslâm üzerinde de aynıyı icat etme arzusu taşımaktadır: İslâmafobi ve İslamizm ideolojisinin gayesi bu olmalıdır!...

Türk milleti, ilmin kaynağını Orhun kitabelerine işlemiştir. Bu bayrak aynı, bu davanın ta kendisidir. Önce Türkiye. Ve Nizam-ı Aleme yürüyen yol Orhun’un kaynağından beslenecektir! Çünkü bitmez bu hareket, ölmez bu dava… “Önkuzu hey, Önkuzu!.. Düşmez bu Bayrak yere…  ölmedikçe son kuzu…”