Alanya Belediyesi tarafından Keykubat Plajı’nda yaşanan kıyı erozyonunu önlemek ve giderek daralan sahil bandını rahatlatmak adına hazırlanan Kum Tutucu T-Mahmuz Projesi’nin detayları, Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel ve ALKÜ’lü akademisyenlerle birlikte Alanya Kültür Merkezi’nde düzenlenen tanıtım programıyla basın mensupları ve vatandaşlarla paylaşıldı. Tanıtım programında projenin gerekliliğinin uzman kişilerce de değerlendirilebilmesi ve merak edilen teknik yönlerinin yanıtlanabilmesi adına Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Murat Aksel ile Dr. Mehmet Dikici de yer aldı. Tanıtım programına Alanya Belediye Meclis Üyeleri, çevre derneklerinin üye ve temsilcileri, turizmciler, muhtarlar, oda başkanları, siyasi parti başkan ve temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

“ALANYA’NIN SORUNU İNKÂR EDİLEMEZ DURUMDA”

Programın açılışında konuşan ALKÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Dikici, “Alanya’da ne yazık ki şu an inkâr edilemeyecek bir kıyı erozyonu var. 4 ay boyunca biz burada değerlendirmeler yaptık, tetkikler gerçekleştirdik. Eleştirilerden önce işin bilimsel durumunu bilmek gerekiyor. Biz burada 5 kilometrelik mesafedeyiz, ama gördük ki bin kilometre ötedeki kişilere ‘Hocam, burada böyle bir şey var, ne diyorsunuz?’ deniyor. Biz bunları doğru bulmuyoruz. Hiçbir üniversite hocası şunu demez; ‘Bu projeyi inşaat mühendislerinin yapması düşündürücüdür.’ Bu ne demek, amacınız nedir?” diye konuştu.

“DOĞAYA YAPILAN MÜDAHALELERİN SONUCU”

Dikici’nin bilgilendirmesinin ardından konuşan ALKÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Murat Aksel ise şu ifadeleri kullandı: “Normalde bir denge vardır doğada, devir daim yapar, doğa bunu da kendisi oluşturur. Erozyonun yaşandığı bölgeye malzeme getiren kaynakları incelediğimizde 3 etken görüyoruz Dim Çayı, Oba Çayı ve Hacet Deresi. Kıyı boyunca malzemeler dalga hareketiyle taşınır, dalga ne tarafa giderse malzemeler de oraya gidiyor. Bizim yıllar içerisinde şehirleşmemiz değişmiş, taşıyıcı çaylara müdahalemiz olmuş. Daha pek çok etken var. Örnek vermek gerekirse ana taşıyıcılardan birisi olan Dim Çayı’na baraj yapmışız, dolayısıyla Dim Çayı ile taşınacak malzemeler baraja takılmış, kalmış.

“ALANYA’DA KIYI KAYBI TAM 180 DÖNÜM”

Bizi bu noktaya getiren iki temel faktörden birincisi taşıyıcı ana kaynakların çeşitli müdahalelere maruz kalması, ikincisi ise balıkçı barınağının bulunduğu mahmuzların uzatılması. Bugüne kadar 180 dönüm arazi kaybetmişiz. Balıkçı barınağının orada ise 11 dönüm kum birikmiş. Kısacası balıkçı barınağı mahmuzları uzatılmamış olsaydı da biz bu sorunu yaşayacaktık. Bizim bu yeni mahmuzları yapmamız, yaşanan kıyı erozyonunu mümkün olduğu kadar azaltmak. Bu mahmuzların örneklerini dünyanın pek çok yerinde görebiliyoruz. ABD, Meksika, İspanya, İtalya hatta ülkemizde Karadeniz’de de örneklerini sıkça görmek mümkün. Dünyada ilk kez Alanya’da denenen bir sistem değil. Bu proje ‘Oldu, bitti’ ile değil tüm tetkikleri, araştırmaları yapılarak hazırlanmış bir proje. Ama sürekli medyada şu var, ‘Şu üniversitelere sorduk şöyle dediler’ deniyor, günün sonunda şu sonuç çıkıyor, ‘Siz bilmezsiniz, bu işten anlamazsınız. En iyi biz biliriz.’

“ALANYA İÇİN ÇALIŞTIK VE ÇALIŞIYORUZ”

Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel de projeye ilişkin yaptığı bilgilendirmede şunları söyledi: “Belediye başkanının ve belediyenin sorumluluğu kültürel ve manevi değerleri yaşayıp, yaşatmaktır. Bugüne kadar da başarılı olmuşuz ki Alanya Belediye Başkanı olarak ikinci döneme talip olduk ve halkımızca da layık görüldük. Allah başarıyı çalışana, parayı istediğine verirmiş. Bu projeler hazırlanırken basında ve kamuoyu önünde gördük ki kendi öz üniversitemiz üvey evlat muamelesi gördü. Gönlüm buna hiçbir zaman razı olmadı. Bizim bugün balıkçı barınağını kaldırma şansımız var mı, yok. ‘Kaleye teleferik yapılmaz’ dediler, yaptık, trafiği azalttık, trafikle gelen erozyonu azalttık, kaleye çıkan turist sayısını 3-4’e katladık.

“ODTÜ VE YTÜ MADEM ZARARLI GÖRDÜ NİYE TEKLİF VERDİ”

Biz projeyi hazırlayıp Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ve Yıldız Teknik Üniversitesi’nden (YTÜ) teklif istediğimizde teklif verdiler, bugün karşı çıkıyorlar. Soruyorum sizlere, siz yapmayacağınız bir işe teklif verir misiniz? Bunun kararını kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Alanya’nın bu durumu konuşulup tartışılması gereken aşikâr bir konu. Konuya alternatif üreten yok, soru soran yok, nedir, ne değildir diyen yok. Biz de bu anlamda proje üretmek, veriler elde etmek ve kamuoyuna tanıtmakla mükellefiz. Bazıları belirtti ki Alanya Belediyesi’nin samimiyetine inanmıyormuş. Bizim kendi imkânlarımız var, her şeyi kendimiz hazırlıyoruz. Bir yerden iş yaparken diğer yandan başkasının cebine leblebi doldurmuyoruz. 3’te biri maliyete ortaya çıkarıyoruz. Bu çalışmalar 1-2 günde olacak şeyler değil. Maliyetlerin düşük olacağı ortam yaratmaya çalışıyoruz. Bunu ihale usulü yapsaydık üç tane fiyatına belki bir tane bile yaptıramazdık. Akdeniz’in en büyük araç filosu Alanya Belediyesi’nde. Bunu da biz kendi öz kaynaklarımızla öz sermayemizle yapacağız.

“ELİMİZDEN GELEN TEDBİRLERİ ALMAK ZORUNDAYIZ”

Sosyal mutabakat nedir, yüzde 51’dir. Biz yüzde 51’i bulduğumuz projeleri uygulayacağız. Şu anda balıkçı barınağının bulunduğu yere tekneler altları sürterek giriyor. Burayı temizlemek gerekiyor, kanunda da bunun yeri var. Şu anda o bölgede denize giren aileler çocuklarına ‘Oraya gitmeyin, orada balçık var’ diyor. Oranın yönetiminin de kimde olduğu herkesçe biliniyor. Biz elimizden gelen tedbirleri almak zorundayız. Biz hobisi fotoğraf çekmek olan, baba parasıyla konuşan insanların ifadelerine göre hareket edemeyiz. Bizim bu ülkenin kalkınması için, turiste ve turistten gelecek paraya ihtiyacımız var. Biz bu ve bunun gibi projeleri elimizden geldiğince hayata geçirmek istiyoruz. Bizim önceliğimiz memleketimiz ve vatandaşımız.”