Alanya eski Kaymakamı, FETÖ şüphelisi Erhan Özdemir’in yakalanma sürecinde yazılı ve görsel basında çıkan haber sonrası söz konusu şirketin de adı geçtiği için bir tekzip yayınladılar. Yayınlanan açıklama şöyle;

‘Alanya eski Kaymakamı, FETÖ şüphelisi Erhan Özdemir’in yakalanma sürecinde basına yansıyan haberlerde şirketimizin de adı geçtiği için bu açıklamayı yapma zorunluluğu doğmuştur. Öncelikle belirtmek isteriz ki, şirketimizle ilgili olarak ortaya atılan vakıf malı satın alma ve satış iptali gibi iddialar tamamen asılsızdır.

Şöyle ki;

HEP (Hamdullah Emin Paşa) Vakfı, bir yönetim kurulundan oluşur ve ortak karar almak zorundadır. Vakfın yönetimini Alanya Kaymakamı, Alanya Belediye Başkanı, Alanya Milli Eğitim Müdürü, Mahmutseydi Muhtarı ve Mahmutseydi Lisesi Müdürü oluşturur. Yani Kotitaş’ın muhatabı Vakıf yönetimidir. Bu mevkideki yöneticiler atama, seçim ve diğer yöntemlerle değiştikçe Kotitaş’ın muhatabı durumuna gelirler, gidenlerin de Kotitaş ile ilgisi kalmaz. Bu olayın geçmişi birçok kez değişik değişik, yanlış ve eksik anlatıldığı için kişilerde değişik düşünceler oluştu. Olayın aslı şudur:

Türkiye Cumhuriyeti’nde üniversite açılması için YÖK'ün ve diğer devlet kuruluşlarının izni gerekir. HEP Üniversitesi de bu prosesten geçmiş, Kotitaş’ın da bazı yardımları ile ama en önemlisi Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu'nun çalışmaları ile bu izni almıştır. Bu izni alırken YÖK’e bir açılış tarihi vermiş ve Vakıf mal varlığı ile bunu garantilemiştir. Yani gününde HEP Üniversitesi açılamazsa, Vakıf, YÖK ve/veya garantör üniversiteye, yanılmıyorsam Akdeniz Üniversitesi'ne karşı mal varlığı ile sorumludur. Dönemin kaymakamı, belediye başkanı ve milli eğitim müdürünün çalışmaları ile inşaata başlanmış ancak gerekli paralar bulunamadığı için üniversitenin bitmesi ve zamanında açılması tehlikeye girmiştir. Bu arada vakıf başkanı (kaymakam) değişmiştir. Dönemin vakıf başkanı yönetimle görüşerek, bazı vakıf mallarının satılması ve borçların ödenmesi için vakıf yönetiminden yetki almıştır. Vakıf yönetimi bu konuda Kotitaş’a gelmişlerdir. Kotitaş, 1980 yıllarından beri Vakfın kiracısıdır. Vakıftan kiraladığı araziye yap-işlet-devret formulü ile 2 otel yapmıştır. Arazinin 15 dönümlük kısmı Kemal Bay, 50 dönümlük kısmı Pascha Bay ve 35 dönümlük kısmı boş SİT alanıdır. Otel binaları ve arazi anlaşma süresi sonunda vakıfa devredilecektir. Vakıf şu anda yalnızca arsa sahibidir. (Normalde Alanya’da şu an bir arsa sahibine gitseniz, yüzde 50 kat karşılığından daha azına inşaat yapamazsınız. Yani iki otel yapılsa, biri ücretsiz müteahhidin, diğeri arsa sahibinin olur.) Kotitaş otelleri yapmış ve yap-işlet-devret süresinin sonunda her iki oteli çalışır vaziyette ve yandaki boş arsayı geri vakfa devretmek üzere anlaşmıştır. Ve halihazırda vakıfın her sene bu tesislerden yüz binlerce lira kira almasını sağlamaktadır. Dönemin vakıf başkanı da vakıf yönetiminden yetki alıp Kotitaş’a şu anlaşmayı sunmuştur:

'Anlaşma süresinin bitiminden 16-17 yıl önce Pascha Oteli'nin tüm hakkını vakfa geri devretmesi, 4 milyon dolar karşılığı Türk Lirası, yaklaşık 35 dönüm kalan arazinin Vakfa süresinden 16-17 yıl önce geri verilmesi kaydı ile zaten bina sahibi halihazırda 16 sene boyunca Kotitaş olan, Kemal Bay Otel'in üzerinde bulunduğu 15 dönüm araziyi Kotitaş’a satma teklifinde bulunmuştur. Yani '8 milyon TL'ye Kemal Bay Hotel satılıyor' düşüncesi ve anlayışı yanlıştır. Ayrıca bu satış olmazsa ve üniversite gününde açılmazsa vakfın mallarının hepsini kaybedip, üniversitenin asla açılamayacağını belirtmiştir. Kotitaş, bu teklife sıcak bakmış ve vakfın satış için başvurular yapıp prosedürleri yerine getirmesini, o güne kadar verilecek paraların borç sayılacağına dair bir anlaşma yapmıştır. 2013 yılında vakfa bankadan kredi alarak 1,5 milyon USD karşılığı 3 milyon TL resmi ödeme yapılmıştır ve üniversitenin açılması ve Vakfın mallarının kurtulmasını sağlamıştır. Bu satış prosedürü devam ederken, Kaymakam, Belediye Başkanı ve Milli Eğitim Müdürü değişmiş, kısacası Vakfın yönetimi de değişmiştir. Yani Kotitaş’ın muhatapları değişmiştir. Yeni yönetim kurulu da vakıf ve üniversitenin ihtiyacından dolayı, 2014-2015 yıllarında eski satış anlaşmasına istinaden Kotitaş'tan çeşitli tarihlerde 2 milyon TL daha borç almıştır. Vakfın satış işlemini yerine getirememesi ile bu alınan meblağlar borç olarak kesinleşmiştir. Kotitaş'tan alınan bu paraların şahıslara değil, vakıf tarafından üniversite için harcandığı Kotitaş’ın kanaat ve inancıdır. Bu amaçla bu ödemeler resmi olarak bankadan ödenmiştir. Hiçbir satış işlemi olmamıştır ki ve olmayan satışın iptali olabilsin. Ya da olmamış, gerçekleşmemiş bir satışa nasıl itiraz edilebilsin? Her ne kadar bu paraların borç olduğu ve geri ödenmesi konusunda mahkeme kararı varsa da, itirazlar ve faizler nedeni ile bu rakamlar çok yüksek meblağlara ulaşmışsa da, Kotitaş her zamanki gibi vakıf ile anlaşarak bu konuyu vakfın lehine sulh ile çözmeye açıktır ve isteklidir. Bu düşüncesini de Vakfa defalarca sözlü ve yazılı olarak bildirmiş ve sulh ile çözmek istemiştir. Mahkeme kararı ile Kotitaş’ın ödediği paraların hepsinin borç olduğu zaten kesinleşmiştir. Özellikle bu açıklamada isimler verilmemiştir, çünkü bizim Kotitaş olarak muhatabımız kişiler değil, Vakıftır. Kotitaş en açık şekilde gerekirse hakkını kanuni olarak da aramaya devam edecektir. Tüm yapılan bu görüşme ve anlaşmalardan Alanya’da çok sayıda kişi de bilgi sahibidir ve her şey şeffaf ve açık bir şekilde, kanuna uygun olarak yapılmıştır.'