ALKÜ Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Fikir ve Medeniyet Kulübü ile Anadolu Gençlik Derneği Alanya Şubesi'nin işbirliğinde hazırlanan “Peygamberimiz Hz. Muhammed’e Sevgi”  programına ALKÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Pınarbaşı, ALKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Güneş, Gazipaşa İlçe Müftüsü Nazif Fethi Yalçınkaya, Anadolu Gençlik Derneği İlçe Başkanı Sıddık Uyar, ALKÜ daire başkanları, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.

ALKÜ İşletme Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen program, Öteköy Camii İmam Hatibi Onur Türk tarafından okunan Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Ardından günün anlam ve önemine binaen yaptığı konuşmasına programa katılanlara ve emeği geçenlere teşekkür ederek başlayan Rektör Pınarbaşı “Benim kanaatime göre bir kişiyi anmanın en güzel yolu onu tanımak ve onun gibi olmaya çalışmaktır. O yüzden bugün bizim en çok ihtiyacımız olan şey sevgili Resulü anlamaya ve tanımaya çalışmaktır. Tabii onun ahlakı Kur’an-ı Kerim tarafından övülmüştür. Bizim o yüzden onu tanımaya ve bilmeye çok ihtiyacımız var. O'nun sıfatlarından birisi Muhammedül Emin olmasıdır. Emin demek güvenilir, yalan söylemeyen söz verdiği zaman sözünde duran ve emanete hıyanet etmeyen demektir. Zaten bunlar da Müslümanlığın en temel şartlarından üç tanesi değil midir? Bizim bu gece onu anarken bence yapmamız gereken en önemli şey onu tanımaya çalışmak, onun güzel ahlakını, yaşantısını ve vasıflarını öğrenerek onun gibi olmaya çalışmaktır” diye konuştu.

“Peygamberimiz güçlüyken de mütevaziydi”

Açılış konuşmasının ardından Anadolu Gençlik Derneği Liseler komisyon öğrencisi M. Emin Göktaş tarafından “Yağmur” isimli naattı okundu. Sinevizyon gösteriminin sonrasında Gazipaşa İlçe Müftüsü Nazif Fethi Yalçınkaya tarafından günün anlam ve önemine binaen konferans verildi.

“Sizce Peygamber Efendimizin sizleri en çok etkileyen yönü hangisidir? Söylemek isteyen var mı?” sözleriyle konuşmasına başlayan Yalçınkaya, “Ben söyleyeyim o zaman. Beni en çok etkileyen yönü şudur Peygamberimizin; Tarihteki lider insanların gücü, kudreti, kuvveti, iktidarı ele geçirdiği zaman Peygamberimiz Arap Yarımadasına hakim olup da söz sahibi olduğu zaman daha önce nasıl yaşadıysa öyle yaşamıştır. Toplumdaki insanların yiyemediği bir şeyi yememiş, giyemediği bir şeyi giymemiştir. Hiç kimse diyemez ki Peygamberimiz ashabı kiramın ortalamasının üstünde bir kıyafet giydi, yemek yedi, evi onlardan daha lükstü. Diyemez! Ama diğer tarihteki şahsiyetlere bakınız. O gücü kuvveti ellerine geçirdikleri zamanki yaşayışlarına bakınız, öncekinden çok farklıdır, söylemleri de çok farklıdır. Yani o gücü kuvveti ele geçirmeden önceki insanlara sundukları söylemlerle hakim oldukları güçlü oldukları söylemleri tamamen farklıdır. Ama peygamberimiz en güçlü olduğu zamanda en mütevazıdır. Peygamberimizin bu yönü beni çok etkiler.” dedi.

Müslüman’ın tanımı

 Hz. Muhammet’in (sav) söylediklerini bizzat kendisinin uyguladığını, söyledikleriyle asla çelişmediğini ve vahiyi en iyi kendisinin uyguladığını ifade eden Yalçınkaya, Peygamber Efendimizin Müslüman tanımını şu şekilde aktardı: “ Müslüman'ın tanımını yapıyor Peygamber Efendimiz; yine etkilendiğim başka bir hususudur. Mesela Müslüman namaz kılandır demiyor, oruç tutandır, hacca gidendir, zekât verendir demiyor. Tanım yapıyor diyor ki Müslüman: Diğer Müslümanların elinden ve dilinden güvende olduğu kimsedir. Yani ben Müslüman'ım eğer siz benden güven duymuyorsanız ben hakiki Müslüman değilim demektir. Yani dilimle iftira atıyorsam, gıybet, dedikodu ediyorsam, itibarını düşürmeye çalışıyorsam demek oluyordur ki benden emin değilsiniz dolayısıyla ben iyi bir Müslüman değilim. Elimdeki gücüm iktidarım kuvvetim yani ben idareciyim güçlüyüm ya diyelim şimdi bu bana zarar verir diye korkuyorsanız ben iyi bir Müslüman değilim demektir.”

Ayrıca Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle ALKÜ Öğrenci Konseyi de Kestel Kampüsü’nde kandil simidi dağıtarak mescitte Mevlit-ü Şerif okuttu.