2009 yılında zorunlu hale getirilen okul öncesi eğitimin, 2012 yılında 4+4+4 eğitim sisteminin hayata geçirilmesiyle zorunlu olmaktan çıkarıldığını, çocuklarımızın bedensel, zihinsel, psikomotor, dil ve sosyal duygusal gelişimleri açısından son derece önemli olan okul öncesi eğitimin zorunlu olmaktan çıkarılması ile 4-6 yaş grubu çocuklar için açılan “Kur’an Kursları Okul Öncesi Din Eğitimi Projesi” ile Diyanet İşleri Başkanlığı'nın ve kurucu ve sorumlularının kim oldukları belli olmayan, yaz okulu, çocuk kulübü, Kuran kursu, kreşi ve anaokulu olarak faaliyet göstermek üzere kayıt alan bazı vakıf, cemaat ve benzeri oluşumların bu alanı doldurulmaya başladığını belirten Akaydın, bu konunun araştırılmasını için TBMM’ye önerge verdi. Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile kaldırılan sıbyan mekteplerinin farklı ad ve uygulama şekilleriyle yeniden hayata geçirildiğini ifade eden Akaydın, eğitimde dinselleşme ve dindar nesil yetiştirme çabalarının bir adımı olarak nitelendirdiği uygulamaları, iktidar mensuplarının amaçlarının ve ülkemizigetirmek istedikleri noktanın açık bir göstergesi olduğunu söyledi. Akaydın, bu uygulamada özellikle yoksul aile çocuklarının hedef olarak seçildiğini,
bazı vakıflar ve cemaatlerle organik ilişkileri bulunan bu kursların, düşük ücretli ya da ücretsiz kreş, yemek, servis gibi hizmetlerle cazip hale getirildiğini belirtti.
'Katkı sağlamaları mümkün değil'
Eğiticilerin ise gerekli formasyona sahip olmayan, çoğunluğu camilerdeki imam ya da hatiplerin eşleri ve gönüllü ders veren üniversite öğrencileri olduğunu söyleyen Akaydın, bu eğitim düzeyindeki kişilerin çocuklarımızın okul öncesieğitimlerine katkı sağlamalarının mümkün olamayacağını, uluslararası ve ulusal düzeydeki verilerle zaten içler acısı durumda olan düzeyimizin daha da kötüye gideceğini ifade etti. Gelişmiş ülkelerin eğitim sistemlerine de değinen Akaydın, eğitim alanında başarılı olmalarının dayandığı en önemli noktanın okul öncesi eğitime verdikleri önem ve bu eğitim düzeyindeki okullaşma oranı olduğunu söyledi. Ayrıca bu faydayı sağlayabilmek için verilecek eğitimin niteliğinin de önemine değindi. 

4-6 yaş gurubu için açılan bu kursların, Anayasaya, Tevhid-i Tedrisat Kanunu’na, Milli Eğitim Temel Kanunu ve Devrim Yasalarına aykırı olduğunu söyleyen Akaydın, bu kursların hangi sayıda açıldıkları, nasıl bir eğitimuyguladıkları, bu eğitimlerin kimler tarafından verildiği, çocukların bu kurumlarda neler yaşadığı, sosyal ve duygusal gelişimlerinin nasıl etkilendiği, şiddet veya istismara uğrayıp uğramadıklarının araştırılması veönlem alınması amacıyla, Meclis Araştırması açılması için önerge verdi.

Araştırma Önergesi Metni:

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI'NA

2009 yılında zorunlu hale getirilen okul öncesi eğitim, 2012 yılında 4+4+4 eğitim sisteminin hayata geçirilmesiyle zorunlu olmaktan çıkarılmıştır.  Çocuklarımızın bedensel, zihinsel, psikomotor, dil ve sosyal duygusal gelişimleri açısından son derece önemli olan okul öncesi eğitimin zorunlu olmaktan çıkarılması ile Diyanet İşleri Başkanlığının uygulamaya geçirdiği, 4 -6 yaş grubu çocuklar için açılan “Kur’an Kursları Okul Öncesi Din EğitimiProjesi” ile bu alan doldurulmaya başlanmıştır. Bunun yanı sıra kurucu ve sorumlularının kim oldukları belli olmayan, birçok  internet sitesinden, sıbyan mekteplerine; yaz okulu, çocuk kulübü, Kurankursu, kreşi ve anaokulu olarak faaliyet göstermek üzere, Türkiye’nin birçokyerinde kayıtlar alındığı bilgileri yer almaktadır.Diyanet İşleri Başkanlığı'nca 2013-2014 eğitim öğretim yılında pilot olarak birçok ilde uygulamaya başladığı bu proje ve kimler tarafından açıldığı, finansmanını kimlerin sağladığı tam olarak belli olmayan diğer okul öncesi kurumlarda nasıl bir eğitim verildiği, çocukların psikososyal durumları ve neler yaşadıklarının ciddi bir şekilde araştırılması gerekmektedir.  Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile kaldırılan sıbyan mekteplerinin farklı ad ve uygulama şekilleriyle yeniden hayata geçirilmesi, eğitimde  dinselleşme ve dindar nesil yetiştirme çabalarının bir adımı olmakla birlikte, ülkemizi yönetenlerin amaçlarını ve ülkemizi getirmek istedikleri noktayı açıkça göstermektedir. Bazı vakıflar ve cemaatlerle organik ilişkileri bulunan bu kurslar, düşükücretli ya da ücretsiz kreş, yemek, servis gibi hizmetlerle cazip hale getirilerek, ekonomik durumları düşük olan yoksul ailelerin çocuklarını hedef olarak seçmektedir. Bu kurumlara giden çocukların eğitimlerinin, gerekli formasyona sahip olmayan,çoğunluğu da camilerdeki imam ya da hatiplerin eşleri ve gönüllü ders veren üniversite öğrencileri tarafından verildiği tespitleri yapılmıştır. Bu eğitim düzeyindeki kişilerin çocuklarımızın okul öncesi eğitimlerine katkı sağlamaları mümkün değildir. 4-6 yaş grubu bu çocukların diyanet tarafından verilen kuran kursu öğretim programını, sadece bir pedagog ve iki okul öncesi öğretmene karşı Diyanet İşlerinden beş, ilahiyat fakültelerinden iki, imam-hatip ve kuran kursuöğreticilerinden üç kişinin yer aldığı 15 kişilik bir komisyonhazırlamaktadır. Diyanet dışında açılan sıbyan mekteplerini ise hangi cemaat ya da vakıfların kontrol ettiği, eğiticilerinin kimler ve programlarının ne olduğu belli değildir.Eğitimin; uluslararası ve ulusal düzeydeki verilerle içinde bulunduğu içler acısı durum ortadadır. Okul öncesi eğitimin bireye, aileye ve topluma yüksek oranda katkı sağladığı bir gerçektir. Gelişmiş ülkelerin eğitim sistemleri incelendiğinde, eğitim alanında başarılı olmalarının dayandığı noktalardan birinin de okul öncesi eğitime verdikleri önem ve bu eğitim düzeyindeki okullaşma oranı olarak görülmektedir. Ancak okul öncesi eğitimden beklenen oranda fayda sağlanmasının, verilecek eğitimin niteliğine bağlıdır. En önemlisi ise kişisel gelişimlerine kolaylıkla müdahale edilebilecek, etkiye en açık 4-6 yaş grubu çocuklar için açılan Osmanlı sıbyan mektebi modelli bu kursların açılması; Anayasanın birçok maddesine, Tevhid-i Tedrisat Kanununa, Milli Eğitim Temel Kanunu ve Devrim Kanunları'na aykırıdır. Bütün bu nedenlerle; Diyanet İşleri Başkanlığı'nca, “Kur’an Kursları Okul Öncesi Din Eğitimi Projesi temelinde açılan kurslar ile kontrolsüz ve kimler tarafından açıldıkları belli olmayan günümüz sıbyan mekteplerinin nerelerde, hangi sayıda açıldıkları, nasıl bir eğitim uyguladıkları, bu eğitimlerin kimler tarafından verildiği, çocukların bu kurumlarda neler yaşadığı, sosyalve duygusal gelişimlerinin nasıl etkilendiği, şiddet veya istismara uğrayıp uğramadıklarının araştırılması amacıyla, Anayasanın 98 ve TBMM içtüzüğünün 104 ve 105. maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını arz ve talep ederiz.