İyi noktalara değinildi ama konu hayli derin. Milliyetçi Hareket Partisi iktidara en yakın zirveyi, 18 Nisan 1999 yılındaki birlikte yapılan yerel ve genel seçimde yakalamıştı. Hatta iktidar ortağı oldu, hükümeti kurma yeterliliğinde idi. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday göstermemesi yanında aday olmak isteyen çok değerli milletvekili vardı. Sn. Sadi Somuncuoğlu’nun şahsına partinin başka bir milletvekili tarafından saldırı yapıldığı haberi kamuoyunu üzmüştü…

Bu durum ülkücü seçmen tabanında kırılganlık yarattı. Kartal yaylasında, MHP Genel Başkanı, Sn. Dr. Devlet Bahçeli’nin “Üç Kasım Seçim!” çıkışı facianın başlangıcı olmuştu. İlk seçimde yenilgi alan ülkücüler, liderin “aday olmayacağım!” açıklamasında yeni projeksiyon gördü. Aday gösterilmek suretiyle umutlar suya düştü. Şaşırtıcı gelişmelerin de önün alınamadı…

Parti içinde ağırdan ağıra, sevilen bazı şahsiyetlerin liste dışı bırakılmaları yanında genel başkan adayı sayısı da gün geçtikçe artıyordu. Her yeni seçim süreci ülkücüler hırpalanmaya başlanmış, yıpranmanın dozajı epey yükselmişti ki Prof. Dr. Ümit Özdağ, Koray Aydın,  Pr. Dr. Yusuf Hallaçoğlu, Iğdır Milletvekili Sinan Ogan adaylıklarını açıklamışlardı. İçişleri Bakanlığı da yapmış olan Sn. Meral Akşener’in liste dışı kalışı, ülkücü delegenin kurultay talebi reddedildi. Hukuki süreç sürdü de sürdü. Teşkilat bünyesinde muhaliflere ihraçlar başlatılmıştı…

Sn. Akşener atak yaptı. Tabanda daha çok karşılık bulduğu gözlendiğinden genel başkan adayları ve milletvekilleriyle parti kurmayı tercih ettiler. “İyi oldu. Türkiye İYİ olacak!..”  vizyonuyla siyasi faaliyete hız verdiler, sosyal medyada halkla kucaklaşmaya çalıştılar. Büyük kalabalığın toplandığı İyi Parti kurultayını yazılı ve görsel medya görmezlikten geldi. TRT’nin durumu ise Türkiye’yi üzmüştür. İktidarlar gelici-gidici; kurumlar kalıcıdır!

Türkiye seçmeni gönlünü Sn. Akşener’e kaptırmıştır. Sn. Dr. Devlet Bahçeli’yi eleştirme seviyemiz yeterli değildir. Yıllarını davaya vermiş, bilge liderdir. Son yıllarda kavranamayan politik manevraları böyle bir çizginin çizilmesine nedendir. Devlet politikası elbette sırlar küpüdür. Belki de iyi olan budur. Artık İyi Parti gerçeğinin inkârı mümkün değildir. Zamanla genç ülkücüler de durumu fark edeceklerdir. CHP’nin desteği ile İYİ partinin işi kolaylaşmıştır…

MHP’de de olsa, İyi Partide de olsa ülkücüler ülkü birliği içindedir. Türkiye seçmeninde taban bulup, ittifakını yaparak Büyük Demokratik Milliyetçi Türkiye’yi kuracaklardır. Turan ülküsüne iyi yoldan da ulaşmak mümkündür. Ülkücünün vizyonu, hedefi bellidir. Gerçeklerin üstü örtülmez. Hiçbir ülkücünün kırılganlık yapmasına gerek yoktur. İktidar olunmadan muktedir olunmamaktadır. Sn. Akşener, resmen Cumhurbaşkanlığına koşuyor…

Alanya İYİ Parti İlçe teşkilatı da görücüye çıkmıştır. Eksiklikleri varsa yolda düzelir. Alanya’da yaşayan herkes iyi olmasını arzu eder… Sn. Yücel Apaydın ve ekibine başarılar diliyorum.

Allah sağlık, sıhhat ve kolaylıklar versin...